İsraf diz boyu; milyar dolarlar çöpe gidiyor!

A -
A +

Geçen hafta gazetemizde bir haber yayınlandı: İngiltere'de "Waste and Resources Action" adlı kurum tarafından yapılan araştırmaya göre, her yıl 8 milyar sterlin (yaklaşık 16 milyar dolar) değerindeki gıda maddesi çöpe gidiyormuş. Britanyalılar, satın aldıkları gıdanın üçte birini çöpe atıyormuş. Araştırmaya iş yerleri dahil edilmemiş. İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin açıklamasına göre de, günde iki milyon ekmek çöpe atılıyormuş. Türkeyi çapında, bu rakam 2.6 milyar adet ekmeği buluyormuş. Çöp bidonlarında her zaman gördüğümüz, bütün bütün atılan ekmekler de bu bilginin doğruluğunun ispatı. Bu iki araştırmayı genelleyecek olursak karşımıza akıl almaz rakamlar çıkar. Çünkü, sadece İngiltere'nin gıda israfı 16 milyar dolar. Bir de ABD ve diğer kalkınmış ülkeleri hesaba katacak olursak karşımıza çıkacak rakamları siz düşünün. En az birkaç yüz milyar dolar. Bunlar, Cenab-ı Hakkın verdiği nimeti çöpe atarken, diğer tarafta, birçok ülkede insanlar açlıktan ölüyor. Bu insanların vebali onların üzerine oluyor. Dinimize göre, bir mahallede veya bir şehirde açlıktan ölen varsa, yine aynı yerde zekatını vermeyenler varsa, bunlar ölen kimselerin katili oluyorlar! Bunun için dinimiz israf üzerine çok durmaktadır. Fazlalık varsa bunun fakirlerle, muhtaçlarla paylaşılmasını emretmektedir. İsraf bir hastalıktır Dinimize göre israf bir hastalıktır, kalbin hastalığıdır. Çok kötü bir huydur. İsrafın kötülüğünü göstermek için, Allahü teâlânın, "İsraf etmeyiniz! Allahü teâlâ, israf edenleri sevmez" mealindeki kelamı yetişir. İsra suresindeki âyet-i kerimede de mealen, "Tebzir etme! Tebzir edenler, israf edenler şeytanların kardeşleridir" buyuruluyor. Şeytanın kardeşi de, şeytan olur. Şeytan isminden daha kötü bir isim yoktur. İsrafı, bundan daha çok kötüleyen bir şey düşünülemez. Allahü teâlâ, mallarını israf edenlere bir şey vermeyiniz diye emir ederken, bunları en kötü bir isim ile adlandırıyor. Nisa suresindeki ayet-i kerimede mealen, "Mallarınızı sefihlere, alçaklara vermeyiniz!" buyuruyor. Kur'an-ı kerimde Firavn'ı kötülerken, "O, israf edenlerden idi" buyuruyor. Lut aleyhisselamın kavmini de, "Siz, israf eden kavimsiniz!" diye kötülüyor. İsrafın kötü olmasının birinci sebebi, malın kıymetli olmasıdır. Mal, Allahü teâlânın verdiği bir nimettir. Ahireti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve ahiret, mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihad sevabı mal ile kazanılır. Bedenin sağlık, kuvvet bulması, mal ile olur. Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır. Sadaka vermek, akrabayı dolaşmak, fakirlerin imdadına yetişmek mal ile olur. Mescidler, mektepler, hastahaneler, yollar, çeşmeler, köprüler yaparak, asker yetiştirerek insanlara hizmet de mal ile olur. Dinimiz, "İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır" buyuruyor. İnsanlara yardım etmek için çalışıp para kazanmak, nafile ibadet etmekten daha çok sevaptır. Cennetin yüksek derecelerine mal ile kavuşulur. İmam-ı Tirmizi'nin bildirdiği bir hadis-i şerifte, "Allahü teâlâ, bir kuluna mal ve ilim verir. Bu kul da haramlardan kaçınır. Akrabasını sevindirir. Malından, hakkı olanları bilip verir ise, Cennetin yüksek derecesine gider" buyuruldu. Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde, mala "hayırlı şey" ismini vermektedir ve Habibine, verdiği nimetleri hatırlatırken "Sen malsız idin, sana, kimseye muhtaç olmayacak kadar, mal verdim" buyurmaktadır. Malını istediği gibi kullanamaz! Büyük âlim Süfyan-ı Sevri buyuruyor ki: "Bu zamanda mal, insanın silahıdır." Yani, insan canını, sıhhatini, dinini ve şerefini mal ile korur. Medine-i münevverenin yedi büyük âliminden biri olan Said bin Müseyyib buyuruyor ki: "Borçlarını ödemek için ve ırzını, namusunu korumak için ve ölünce, geride kalanlara miras bırakmak için mal kazanmayan kimse, hayırsızdır." Yani kendine ve cemiyete zararlıdır. İşte mal bu kadar kıymetli. Böyle olunca da, bunu israf etmek, faydalı yerlerde kullanmamak, zararlı yerlerde kullanmak da bu kadar kötü olmakta, vebali, hesabı çetin olmaktadır. Bunun için, sahip olduğumuz her nimetten, maldan hesaba çekileceğimizi hiçbir zaman unutmamalıyız. Hiç kimsenin, "bu benim malımdır, istediğim gibi harcarım" deme hakkı yoktur. O malı veren ne şekilde kullanacağını bildirmişse öyle kullanmak zorundadır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.