Allahü teâlâ, her şeyi bir sebep altında yaratmaktadır. Bu sebeplere iş yapabilecek tesir, kuvvet vermiştir. İnsanların bütün hareketleri, işleri, Allahü teâlânın adeti içinde meydana gelmektedir. Allahü teâlâ, sevdiği insanlara ikram olmak için ve azılı düşmanlarını aldatmak için adetini bozarak, bunlara sebepsiz şeyler yaratıyor. Bunlar beş çeşittir: 1- Bu âdet dışı şeyler, Peygamberlerden meydana gelmişse, "Mucize" denir. Peygamber efendimizin miraca gitmesi, mübarek parmaklarından suların akması, Hz. İsa'nın ölüleri diriltmesi birer mucizedir. 2- Evliyadan meydana gelenlere "Keramet" denir. Hz. Ömer'in, hutbeden bin kilometre uzaktaki ordu kumandanına emir vermesi ve Hz. Süleyman'ın vezirinin, Seba Melikesi Belkıs'ın tahtını bir anda getirmesi de keramettir. 3- Evliya olmayan Müslümanlardan meydana gelen âdet dışı şeylere "Firaset" denir. Böyle firasetli müslümanlara basireti açık denmektedir. 4- Günahı çok olan müslümanlardan meydana gelenlere "İstidrac" denir. Böyle kimselerin durumu tehlikelidir. Gittikçe imanı zayıflar. 5- Gayrı müslimlerden zuhur edenlere "Sihir" denir. Hz. Musa zamanında, sihirbazların iplerinin yılan gibi görülmesi sihir idi. Sihre, büyü de denmektedir. Mucizenin şartları: 1 - Allahın, mutâd sebepler olmadan yapmasıdır. Çünkü, O'nun Peygamberini tasdik ettirecektir. 2 - Hârikulâde olmalıdır. Âdet olan şeyler, meselâ güneşin hergün şarktan doğması, ilkbahârda çiçeklerin açması, mucize olmaz. 3 - Bunu, başkalarının yapamaması lâzımdır. 4 - Peygamber olduğunu bildiren kimsenin istediği zaman hâsıl olmalıdır. 5 - İstediğine uygun olmalıdır. Meselâ şu ölüyü dirilteceğim, deyince, başka hârika hâsıl olursa, meselâ dağ ikiye ayrılırsa, mucize olmaz. 6 - İsteyip de hâsıl olan mucize, kendisini yalanlamamalıdır. Sihir ve istidraç görünüşte, mucizeye ve keramete benzer ise de bunlardan tamamen farklıdır. Sihir ve benzeri şeyler, bazı şeylerin sebeplerini hazırlayarak, o şeylerin meydana gelmelerini sağlamaktır. Bâzan da mevcut olmayan şeyi, varmış gibi göstermektir ki, dışarda yok olduğu hâlde, vehmde ve hayâlde var görünür. Bunlar, hârika değildir. Her canlı başlı başına bir harikadır. Mesela, hücre, canlıların, canlılık özelliğini taşıyan en küçük parçasıdır ve cansızlardan ayrılan başlıca karakterdir. İnsan vücûdu, ortalama 30 trilyon hücreden meydana gelmiş muazzam bir fabrikadır. Hücre, ışık dalgalarından aldığı elektrikle çalışır. Molekül, bir kimyasal maddenin özelliğini taşıyan en küçük parçasıdır ve bir veya çok atomdan meydana gelmiştir. Maddenin en küçük yapı taşı da atomdur. Moleküllerin büyüklüğü 3. 3 x 10-20 gramdır. 10 milyar atom yan yana konsa, bir milimetre uzunluğunda olur. Atomun yarı çapı 10-8 cm'dir. Çekirdeğin yarı çapı da 10-13 cm'dir. İnsanın büyüklüğü ise 1028 atom, güneş de 1028 insan kadardır. Atom çekirdeği, nötron ve proton parçalarından meydana gelmiştir. Protonlar 1. 67 x 10-24 gr., nötronlar ise 1. 675 x 10-24 gram kadardır. Elektronlar, atom çekirdeği etrâfında sâniyede 100.000 km hız civârında dönerler. Bu hızla giden bir uçak, sâniyede dünyayı 2 defa rahat rahat dolaşır. Bu harikülade olaylar, Allahü teâlânın var olduğunu, bir olduğunu ve kudretinin sonsuz olduğunu ve Muhammed aleyhisselâmın peygamber olduğunu açıkça göstermektedir. Aklı ve insâfı olan, bunu hemen anlar. Nefsine, zevkine düşkün olan anlamak istemez. Anlayan, dünyada ve âhırette rahat eder. Sonsuz saadete kavuşur. Anlamayan, dünyada rezil ve sefîl olur. Âhırette de Cehennem ateşinde sonsuz olarak yanar.