İslam büyüklerinin bir âdeti de, mescidlerden çıkmamaları, zamanlarının çoğunu buralarda geçirmeleri idi. Bunun için de, mescide yakın olan evlerde oturmayı tercih ederlerdi. Bu, mescidin âdabına riâyet edebildikleri takdirde vakitlerinin çoğunu orada geçirmek için idi. Onları bu arzuya sevk eden, Peygamber efendimizin, "Mescidler, Allah'ın takvâlı kullarının evleridir" meâlindeki hadîs-i şerifidir. Evi mescid olan bir kulun huzur ve saadetini ve sırattan selâmetle geçmesini temin edecek olan da Allah'tır. Hadis-i şerifte, "Mescidler Allah'ın evleridir. Oraya gelen müminler de Allah'ın birer ziyaretçisidir. Allahü teâlâ da ziyaretçisine ikram eder" buyuruldu. Ebû Sadık el'Ezdî buyurdu ki: "Mescidlerde oturmayı terk etmeyiniz. Zira peygamberlerin meclisleri mescidler idi." Peygamber efendimiz buyurdu ki: "Mescide devam edenin imanlı olduğuna şahitlik edin! Çünkü Allahü teâlâ 'Allah'ın mescidlerini ancak Allah'a ve ahirete inanan imar eder' buyurdu." Atâ bin Ebî Rebah hazretleri, kırk sene müddetle mescidde ibadet etmiştir. Mâlik bin Dinar buyurdu ki: "Eğer abdest yenileme ihtiyacı olmasaydı gece ve gündüz hiç mescidden çıkmazdım. Yüce Allah şöyle buyurmuştur: Kullarıma azâb etmek istediğim zaman, mescidleri ihyâ edenlere, Kur'ân okuyanlara ve İslâm çocuklarına nazar ederim de gazabım sükûnet bulur." Mescidlerin faziletinden istifade edebilmek için, saygıda kusur etmemek, gerekli edebi göstermek gerekir. Fudayl bin İyâd buyurdu ki: "Biz, öyle Müslümanlara yetiştik ki onlar, mescidde bulundukları müddetçe dünya işleri hakkında bir şey konuşmazlardı." İsâ aleyhisselâm mescidlerin âdâbını bilmeyen kimseleri mescidlerde çokça oturmaktan menederdi. Bir defasında Peygamber aleyhisselâm mescidde oturanların dünya işleri ile ilgili konuştuklarını görmüş, sırtındaki cübbesini çıkarıp toparlamış ve onlara onunla vura vura mescidden çıkarmıştır. Ve buyurmuştur ki: "Siz, Allah'ın evlerini dünya çarşıları mı sandınız! Mescidler ancak âhiret çarşılarıdır." Tel: 0 212 - 454 38 21 www.mehmetoruc.com e-mail: mehmet.oruc@tg.com.tr