Bir yıl daha gelip geçti... Kimsenin dilinden düşürmediği barış türkülerini okuyup, ahkam kesenlerin dahi en büyük sığınağı; savaş... Başarıya giden her yolun mübah sayıldığı dünyada barış sadece yılda birkaç defa hatırlanıyor... Tebrik kartlarında adı kalmış, içi de asırlar öncesinden boşaltılmış kuru bir kelime; barış... Menfaatin boyutuna göre endekslenmiş... Barış, davranış şekline bürünmüş... Güçlü ise, kazanıyor ve kazandırıyorsa herkes barış gözlüklerini takarak geliyor... Kaybediyor ve kaybettiriyorsa gözlükler çıkartılıyor ve binlerce düşman gözle karşı karşıya geliniyor... Barış siyaseti ne acı ki günlük hayatta en çok sevilen bir oyunun artık önemli bir parçası... Oysa, barış diken üstünde savaş nöbetlerini bekliyor... Bizim kadar, barış türküsü okuyup da yine bizim kadar birbiriyle savaşan başka bir ülke daha var mı yeryüzünde... Kendinden başka kimseyi sevmeyenlerin yurduna dönüşüyoruz... Sevgili Peygamber Efendimiz buyurmuş ki; - Birbirinizi sevmedikçe iman etmiş olamazsınız! * Bir yıl daha gelip geçti... Aylık enflasyon ve yıllık büyüme oranları açıklanıyor ama bir ayda, bir yılda kaç insanın normal ve kaç insanın anormal yollardan öldürüldüğüne dair rakamlar açıklanmıyor... Kaç insanımızı trafik kazalarında, terörde ve cinayetlerde kaybettik? Bilinemiyor... Bir ülkede insan; bir eşya gibi kullanıldığı ve görüldüğü müddetçe daha çok barış türküsü söyler dururuz... Kedi dostluklarına benziyor; dostluklarımız... Menfaatlenme bitince dostluklar yerini ıssızlığa terk ediyor... Aslında herkes ıssız bir adamdan ibaretmiş... H Bir yıl daha gelip geçti... Barış ve huzur temennileri kuru bir laftan öteye geçemiyor... Dünya barut kokuyor âdeta... Kurşunlar namluda durmuyor... Vuran kazanıyor, vurulan kaybediyor... Fitne kazanlarının altına herkes bir odun atmanın telaşında... Genç adamın biri nehri seyreden yaşlı birine dayanamayıp sormuş; - Nereye bakıyorsun? Yaşlı adam dönüp genç adama bakmış ve demiş ki; - Hayatıma, akıp giden hayatıma bakıyorum! Akıp giden hayata bakmakla meseleler halledilmiyor... Kazandıklarının hesabını yapanlar, kaybettiklerinin neler olduğunu hatırlayabilse bir yılın nasıl gelip geçtiğini daha iyi anlamış olacak... Ama kimsenin hatırlamaya niyeti yok... Çünkü insanın bir kayıptan sayılmayışı asırlar öncesine dayanıyor... Bir yıl daha gelip geçti... Geçenin değil, gelenin daha önemli sayıldığı bir dünyada yaşamak gittikçe utançlaşıyor ve zorlaşıyor... Utanmadan yaşamak umuduyla, nice yıllara...