Kapalı kapılar ardında yalan ve iftiralardan ibaret tarih külliyatı yazan sözde tarihçilerin ihanetini gün ışığına çıkartabilmek için ömrünü adayan gazetemizin başyazarı Yılmaz Öztuna Hakkın rahmetine kavuştu... Ermeni isyanlarını bastırdığından ve batılı devletlerin oyunlarını bozduğundan dolayı kendisine batılı tarihçiler ve muhalifleri tarafından 'kızıl sultan' diyenlere karşı Yılmaz Öztuna, Sultan II.Abdülhamid Han'ın büyük bir devlet adamı olduğunu belgeler ışığında ispat etmişti... Yine Bir Darbenin Anatomisi adlı eseriyle Sultan Abdülaziz Han dönemindeki entrikaları da Yılmaz Öztuna'dan öğrenmişti... Sultan Vahdettin Han'ın vatan haini olmadığına dair tarihî gerçekleri de Öztuna'nın kaleminden öğrenen bu ülkede; ne acı ki hâlâ yalan tarihçilerin entrika ve yalandan ibaret senaryolarının rağbet gördüğünü de görüp gitti... İnsan bu, ruhunda, entrika ve yalana inanmak da var... Ama milyonların da doğru tarihi anladığına şahit oldu ve gitti... * Osmanlı' yı sevdiren ve tanıtan Yılmaz Öztuna yüzeysel kronolojik bilgileriyle kendince tarihî olayları yorumlamaktan kaçınan biriydi... Belgeler ışığında olayların perde arkasını analiz eden ve büyük bir derinliği olan Yılmaz Öztuna Sultan II.Abdülhamid Han' ın dönemini ve önemli ayrıntıların altını çizmişti... Sultan II. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesinde büyük rol oynayanların da kimler olduğunu Yılmaz Öztuna şöyle özetlemişti; Karaso , İtalya'dan para alan bir casus olup, Libya'nın İtalya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış, sonradan İtalya'ya kaçmış bir vatan hainidir. Ermeni Aram Efendi , Ermeni ihtilal komiteleri ile yakın ilgisi olup Sultan Abdülhamid'den Ermeniler'in intikamını almak için Abdülhamid'i tahttan indiren ekibe sokulmuştur. Jandarma Paşası olan Es'ad Toptani , birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklali için silah çekmiş ve sayısız Türk'ün kanına girmiş bir adamdır. Arif Hikmet Paşa , sonraki yıllarda karanlık siyasi hayatı olan bir denizcidir. * Sultan II. Abdülhamid Han'ı ise Selanik'e sürgüne gönderme işini planlayanın ise Mahmut Şevket Paşa'nın olduğunu belirten Yılmaz Öztuna,Yıldız Yağması diye tarihe geçen olayın gerçek yüzünü aydınlatmıştır... Yaklaşık 3 yıl sürgünde kalan Sultan II. Abdülhamid Han 10 Şubat 1918 günü Beylerbeyi Sarayı'nda hastalanarak vefat eder... Ömrünü, masa başında karalanmış tarihi aydınlatmakla geçiren Yılmaz Öztuna, Sultan II. Abdülhamid Han gibi 10 Şubat tarihinde hakkın rahmetine kavuştu... Ölüm haberini duyunca ve bu tarih çakışmasını da öğrenince ve yine 10 Şubat'ta dünyaya gelen Enver Ağabeyden duyduğum bir sözü hatırladım; "İnsanın meşguliyeti neyse akıbeti de odur!" Meşguliyeti ve akıbeti de güzel olan ender insanlardandı...