İşçinin olgunluğu

Otomotiv sektöründe yaşanan eylemler, birçok yönden tarihe geçti. Maden-İş ile Bosch arasında imzalanan toplu sözleşme ile işçiye yüzde 60'a varan ücret ve sosyal hak artışı yapıldı. Maden-İş'e bağlı diğer işçiler "Biz de isteriz" dediler ve önce Renault, ardından Tofaş, Coşkunöz, Ford, Türk Traktör, Mako derken 20 bine yakın işçi işi bıraktı. Eylemler başladığı gibi bitti ama işçinin gösterdiği olgunluk akıllarda kaldı.

İşçi, "Bu sendikayı istemeyiz" dedi. Ki, bu bir ilkti. Başka ilkler de yaşandı: İşçiler, provokasyon kokusu aldığı desteği geri çevirdi. Aynı endişeyle, "Destek Konseri"ni reddetti. En önemlisi de "Ücretlerimize zam yapılsın, kayıp iş günlerini hafta sonu ücretsiz çalışıp telafi ederiz" sözü verdiler.

İşçinin de işverenin de gayesi işletmenin huzur ve istikrarı olmalıdır değil mi? Otomotiv işçisi, bu olgunluğu gösterdi işte. İşverenle ortak akıl etrafında birleşti ve iş yerlerini tertemiz tutacak kadar itidalli bir eylem gerçekleştirdi.

Neydi o eski sendika eylemleri? İş ve aştan çok ideoloji kokan eylemlerdi ve ülke ekonomisi zarar görmüştü her birisinden. Güvenin sarsılması da cabası!

Türk işçisine güveniyoruz

Türkiye yabancı sermayeye ihtiyacı olan bir ülke. Bir ülkede istikrar ve hukuk yoksa o ülkeye yabancı sermaye gelmez. Votorantim Çimento CEO'su Mustafa Şefik Tüzün, 2015-2018 dönemi için bir milyar 610 milyon avro tutarında yatırım paketi açıkladı ve Türkiye ekonomisine ve Türk işçisine güvenlerinin sonsuz olduğunu söyledi.

Votorantim yüzde 100 Brezilya sermayeli bir şirket ve Avrupa, Afrika, Asya kıtalarında faaliyet gösteriyor. Türkiye'de 6 fabrikası var. Ankara, Yozgat, Çorum ve Sivas'ta entegre çimento fabrikası, Nevşehir ve Samsun'da ise çimento öğütme paketleme tesisi ile 3 milyon ton çimento üretim kapasitesine sahip.

Tüzün, Sivas Çimento Fabrikası'nın kapasitesini arttırmak için 140 milyon avroluk yatırım kararı aldıklarını söyledi. Hemen belirteyim ki, Fas'a yatırım daha kârlı ve geri dönüşü daha hızlı olmasına rağmen Brezilya sermayeli Votorantim Group Sivas Fabrikası'na öncelik verdi. Sebebi Türkiye ekonomisi ve insanına duyulan güven. Tüzün "Türkiye inşaat sektöründeki potansiyeli görüyoruz. 7 milyona yakın konut, kentsel dönüşüme tabi tutulacak. İki nükleer santral inşası söz konusu. Demir yolu ağı genişletiliyor. Bunların hepsini görüyoruz ama en önemlisi Türkiye ekonomisine ve insanına duyduğumuz güven" dedi.  

Atık konusu problemli

Çimento sektöründe en önemli maliyet unsuru hiç şüphe yok ki, enerji ve lojistiktir. Fabrikalar tasarruflu yakıt yakan tesisler kuruyor ve atıkları değerlendiriyorlar. Çimento fabrikaları hemen her endüstriyel atığı yakıt olarak kullanabiliyorlar. Otomobil lastikleri de bunlardan biri. Çevreyi kirleten bu lastiklerin fabrikalarda yok edilmesi iyi bir şey değil mi? Olmuyor işte!

Tüzün, "Batıda yakmak için otomobil lastiği alan fabrikalara para ödenirken, Türkiye'de para isteniliyor" dedi.

İş güvenliğinde iddialıyız

Votorantim, suyu etkin kullanmaktan iş sağlığına kadar birçok konuda oldukça iddialı. 2002 yılında iş güvenliği nedeniyle yılda 13 iş günü kaybı varken, 2013 yılında 2.7 güne, 2014 yılında ise 1.7 güne indirme başarısı göstermiş. Türkiye ortalaması 9 gün.

Mavi yakalıları da beyaz yakalıları da eğitime tabi tutuyor ve ayrıca sektöre de danışmanlık hizmeti veriyor.

İki büyük eylem

Birincisi, tarihe "Büyük madenci yürüyüşü" olarak geçen o unutulmaz yürüyüş. Madenlerin kapatılması ve özelleştirmelere karşı başlatılmıştı. 4 Ocak 1991'de 70 bin işçi kar-kış demeden yüzlerce kilometre yol katetmişti.

İkincisi ise haftalar süren, Kristal-İş'in başlatıp yürüttüğü eylemlerdi ve her ikisi de çalışanların hak arama yolunda, bütün taraflara mesaj veren eylemlerdi. Ekonomik zararları çok büyük olmuştu.