Şimdi!..

A -
A +

Su gibi özlerken meçhulü ve açlığa benzer bir şeyler kemirirken içimizi... Çaresiz ve tükenmiş hissederken kendimizi; çınar ağacından düşmüş kuru bir yaprak misali, rüzgârın önünde... Kolumuzu bile kaldıramayacakmış gibi hissederken fakat öte yandan da pek çok şeyleri yapmamız şartmış gibi gelirken içimizden... Belki de tam bu esnada, uzaktan bir ezan sesi ve içimizin deriiin yerlerinden bir şeyler yankılanırken; ..hatırlamaya başlarız... * Peki, kimdi onlar?.. Hani elinden tutup evine götürerek seni diğer çocukların kolay bulamayacağı yiyeceklerle besleyen; kendi bebeği olmamış teyze... Hani sünnet olduğun zaman, hiç ummadığın ve hâlâ aklınızdan çıkmayan o pilli arabayı hediye getiren hısımlar... Hani hiçbir mecburiyeti olmadığı halde, anlamadığın derslerinde düzenli olarak sana yardım eden abi veya ablalar... Kimdi?.. Hiç ziyaretçin gelmediği dönemlerde, seni sadece on beş dakika asker elbiseleriyle göreceğini bilerek bir gün yol gelen ve yarın sabah işine yetişmek için bir gece yol giden... Evlenirken, iş kurarken, ev alırken, başın derde girdiği, borçlandığın, darlandığın zamanlarda seni yalnız bırakmamış olanlar... Saçımızı okşamış, inleyişimizi dinlemiş, teselli etmiş ve yaralarımızı sarmaya çalışmış; gönlümüzü almış akrabalar kimdi?.. * Bunca zaman geçmiş... Acaba onları arasanız izlerini bulabilecek misiniz? İzlerini bulsanız, onları canlı bulabilecek misiniz? Hiç şunu düşündünüz mü: Onların omzuna acaba en son kimin eli dokundu ve acaba nasıl bir yalnızlık duygusu veya değişik ihtiyaçlar içindedirler?.. Acaba onları en son kim aradı, kim buldu ve kim mutlu etmek için zaman harcadı?.. Bu soruların cevabı neden "siz" olmayasınız; neden "ben" olmayayım? Ve bunun zamanı; Ramazan-ı şerifin, Cumaya rastlayan şu mübarek üçüncü günü değil de, ne zaman?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.