Mahkûm trenler

A -
A +

Günün belirli saatlerinde sesini duyuyorum... Kimi getiriyor, bilmiyorum. Veya kimi götürüyor. Uzaktan... Derinden... Ama "yürekten" bir haykırış gibi bu trenlerin sesi. Uzak, derin... Ama hep taze gelişleri ve taze gidişleri söylüyor bana. Trenler ayrılışların hüznünü anlatıyor; Ve kavuşmaların çığlığını bağırıyor... Trenler vagon vagon duygu taşıyor; insan değil!.. Trenler hep aynı rayların üzerinde, bir fermuar gibi; aynı yarayı bir açıyor bir kapıyor... * Sesini duyuyorum (sanki) zamanın gerisinden: "Tren geçiyor, duyuyor musun?.." Dinliyoruz beraberce. Sonra, derin nefes alışlara benzeyen konuşmanı, neden olduğunu bilmeden susturup: "Tren; geliyor!.." diyorum. Trenler gidiyor da, geçiyor da, geliyor da... Ama galiba, trenlerin "geliyor" olmasını istiyorum gizliden gizliye... Kıskancım! Bir akrep gibi hem de; "ölümüne" sevdalıyım. Kıskaç gibi kavramak ve bırakmamak istiyorum tuttummu!.. Tutuldum mu da yapışıp kalmak istiyorum hasret kokan bir öpüş gibi!.. * Trenlere sevdalıyım. Yo, trenler bana sevdalı... Bir de sana. Trenler, tren olalı beri gidip gelmekte, yüreğim ve yüreğin arasındaki raylarda! Trenler özgürlükleri kadar mahkûm; Bize!.. * Trenler kırkayaklara mı benziyor? Şu, yarine "kırk ayakla birden" koşan kırkayaklara... Ama kolları yok kırkayakların; ahtapot gibi sarmak için! Kolları olmayan trenlerden sen inmezsen... Ve bedenime dolanmazsa kolların!.. Sus hadi... Tırmalanıyor içim! Tırmanıyorum sana doğru... Bir bardak gibi doluyum aslında ve karıştırdıkça, çökmüş olduğun yerden kalkıp karışıyorsun içime; Tadın, damağıma kadar geliyor!.. Sus hadi... Bin yıldır sustuğun gibi!.. Ne sen konuş; Ne de ben, seni ne çok özlediğimi söyleyeyim!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.