Sultanahmet'e Kültür Sarayı

Bizim için, turistin karnını doldurmak mı önemli, yoksa beynini doyurmak mı? Çeşit çeşit ve bol yıldızlı oteller yapmaktayız zaten çevrede... İyi de, sırtında uyku tulumu, pub kapısında bira parası denkleştirmeye çalışanlar; "illâ da eski Hipodroma bakan odalarda uyansın" diye, çabalamanın lüzumu ne? Venedik'e gittiğinizde San Marco'lu tarihî adada yatmanızdan neden daha basit ve ucuz olsun; her gelenin, bizim Sultanahmet'li tarihî yarımadamızda kalması!.. Turist "öğrenmek" için geziyor. Üç imparatorluğun başkenti ve sarayı ve gösteri alanı olan şu meydana otel yapmaya çalışmak mıdır bizim esas işimiz? Bırakın bazen sorular can acıtsın: Turistin beynini, aklını, zihnini doyurmak elbette önemlidir karnını doldurmaktan! Dünya insanlarına "bize gelin" demenin de asıl ve asil maksadı, zaten bu değil midir? * İmparatorlukları sallayıp büyütmüş fakat kendisi de bir beşik kadarcık olan şu üç bin yaşındaki bölge; acaba bundan sonra pub, otel ve pansiyonlar diyarı olarak mı hatırlanacak yoksa kültürümüze bir merkez üssü olarak mı?.. Sultanahmet'e bir Kültür Sarayı şarttır! Turistler ilk önce buraya getirilmeli; slaytlar, belgeseller, sergiler eşliğinde; hangi toprağa ayak bastıklarını öğrenmeli ve hatta nereleri göreceklerine bile yine burada karar verebilmeli... * Turist bizden ne götürüyor kendi vatanına, biliyor musunuz? Cevap: Ona verdiğimiz şeyi!.. Bugüne kadar şiş kebap yedirdik, rakı içirdik, göbek dansı izlettik ve ne alakaysa bir de "Bereket Tanrısı" Priapos kartpostalı koyduk valizlerine! Yani muhteşem bir maziyi unutup, kendi kültürümüzü; sığ topraktaki deliklerinde sürünen solucanlar seviyesinde gösterdik! Sonuç? Ektiğimizi biçiyoruz uzun yıllardır... Artık; biçmek istediğimizi ekme zamanıdır! Hem turistler, hem de biz ve geleceğimiz için şiddetle lazım olan; Sultanahmet'e büyük bir Kültür Sarayı binasıdır!