Ne israf et, ne de cimrilik!..

A -
A +
Allahü teâlâ, sâlihleri överken buyuruyor ki: "Onlar sarf ettikleri zaman ne isrâf ederler, ne de cimrilik. İkisi arasında orta bir yol tutarlar."

Muteber kitaplarda "israf" şöyle tarif ediliyor: Malı, dînin ve mürüvvetin uygun görmediği yerlere dağıtmaya isrâf denir... Mürüvvet, fâideli olmak, iyilik yapmak arzûsudur. Dîne uymayan isrâf, harâmdır. Mürüvvete uymayan isrâf ise tenzîhen mekrûhtur...
Semavi dinlerin hepsinde Allahü teâlâ kötü bir huy olan israfı yasak etmiştir. Dinimiz bir şeyi yasaklıyorsa, onda insanların saadeti, refahı ve adaleti vardır...
İsrâfın kötülüğünü göstermek için, Allahü teâlânın (Yiyiniz, içiniz, fakat isrâf etmeyiniz! Şüphesiz Allahü teâlâ isrâf edenleri sevmez) âyet-i kerîmesi yetişir.
Malı harcarken ne isrâf etmeli, ne de kısmalıdır. Bunların ortasını bulmak ise makbûldür. Buna iktisat etmek denir. İşte cömertlik de malını iktisat ile kullanmaktır. Allahü teâlâ, sâlihleri, cömertleri överken buyuruyor ki:
(Onlar sarf ettikleri zaman ne isrâf ederler, ne de cimrilik. İkisi arasında orta bir yol tutarlar.)
Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:
(İktisâd eden sıkıntı çekmez.)
Mal, Allahü teâlânın verdiği bir nimettir. Âhireti kazanmak, mal ile olur. Dünya ve âhiret, mal ile intizam bulur, rahat olur. Hac, cihâd sevâbı mal ile kazanılır. Bedenin sıhhat, kuvvet bulması, mal ile olur. Başkasına muhtaç olmaktan insanı koruyan maldır. Sadaka vermek, akrabâyı ziyaret etmek ve gözetmek, fakirlerin imdâdına yetişmek mal ile olur. Camiler, mektepler, hastaneler, yollar, çeşmeler yapmak mal ile olur. Dînimiz; 
(İnsanların en iyisi, onlara faydası çok olanıdır) buyuruyor...
İşte böyle büyük bir nimet olan malı isrâf; Allahü teâlânın nimetini hakîr görmek, nimete kıymet vermemek ve elden kaçırmak, kısaca küfrân-ı nimet etmek, yâni şükretmemek olur...
İsrâf, malı helâk etmek, faydasız hâle getirmek, dîne ve dünyanın mubâh olan işlerine faydalı olmayacak şekilde sarf etmektir. Kullanılmayacak hâle sokmak, kırmak, kesmek, ağaçtan meyveyi toplamayıp çürütmek, isrâftır...
Sofra bezi ve masa üstüne düşen ekmek ve yemek kırıntılarını toplamayıp atmak da isrâftır... Elbise, çorap, ayakkabı gibi giyim eşyâsını iyi kullanmayıp, iyi saklamayıp çabuk eskitmek, onları yırtmak, yıkarken suyu, deterjanı çok harcamak, elektriği, doğalgazı boş yere yakmak, hep isrâftır...
Malı kıymetinden aşağı fiyatla satarak veya kirâya vererek ve kıymetinden yukarı fiyatla satın alarak veya kirâlayarak aldanmak isrâf olur. Aldanarak alışverişe zarûrî ihtiyaç olursa veya yardım, sadaka gibi niyetle böyle yaparsa isrâf olmaz...
Nefis yemekler yemek, kıymetli, yeni elbise giymek ve harâm olmayan daha bunun gibi şeyler, helâldan kazanıldığı, kibir ve övünmek için olmadığı zaman isrâf değildir. Âhireti kazanmak isteyenlere, lâzım olan ile kanaat edip, fazlasını hayra vermek yakışır. Çünkü İmam-ı a'zam hazretleri buyuruyor ki: 
"İsrafta hayır yoktur, hayırda israf yoktur." Hayırda israf yoktur demek, birisine ne kadar çok şeyler verilse de israf edilmiş olmaz demektir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.