Büyümezsek çakılırız

Bir süredir "işler iyiye gitmiyor" korosuna "büyüme düşüyor, bunun sonu hayra alamet değil"ciler de eklenmişti. Sanayi büyümediği için istihdamda da artış olmadığı yorumları yapılıyordu bir yandan. Dün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları ise tahminleri de berhava edercesine yüksek çıktı. GSMH yüzde 7.3 büyüdü, ki piyasa tahminleri yüzde 5 civarında idi. Büyüme rakamları, tüketimin yanında sanayinin de hem üretim, hem yatırım bakımından büyüdüğünü gösteriyor. Özel sektör yatırım harcamalarının bir önceki döneme göre yüzde 27 artması bunun en çarpıcı örneği. İşsizlik, kayıtdışı istihdam yüzünden boyutlarını tam bilemediğimiz bir mesele. Ama önemli bir mesele. Özellikle Türkiye gibi kırsal nüfusu hâlâ yüksek olan, vasıfsız ve genç nüfusun çok olduğu bir ülkede iki sektör kritik öneme sahiptir: inşaat ve tarım. Zira her ikisi de insan gücünün çokça kullanıldığı ve yan sektörleri de harekete geçiren iş sahalarıdır. Üçüncü çeyrek rakamlarında beni en çok sevindiren bu iki sektördeki büyümenin kuvvetlenmesi oldu. Tarım uzunca bir süredir ilk defa yüzde 6'nın üzerinde büyürken, inşaat sene başından itibaren aldığı ivmeyi devam ettiriyor: Yüzde 19.7 Devlet değil Geçmişte Türkiye'nin dikkat çekici büyüme rakamları açıkladığı yıllar yine olurdu. Ancak büyüme kamu harcamalarındaki artış ve devlet yatırımları eliyle gerçekleşirdi. Yani Türkiye devlet eliyle, pomlanarak büyürdü. Hormonlu bir büyüme... Kamunun, kaynaksız harcaması ile büyüyen Türkiye, bunun bedelini hemen sonraki yıl yükselen enflasyon ve artan faiz boyunduruğu ile öderdi. Dolayısıyla iki yıl büyüyen Türkiye üçüncü yıl tepetakla olur, hem küçülür hem de faiz sarmalının içine biraz daha gömülürdü. Son 3 yılda ise bu tüketen döngüden kurtuldu ülkemiz. Artık büyüme devletin gazıyla değil, reel sektörün kendi dinamikleriyle oluyor. O sayededir ki hem büyüme, hem de faiz ve enflasyon düşüşü sağlanıyor. Geçmişin "büyüme için biraz enflasyon da lazım" safsatasını kullanamıyor "enflasyon rantiyeleri". Türkiye büyüyor, özgürleşiyor, demokratikleşiyor. İş budur, bundan gerisi hikayedir.