Kimse farkında değil ama...

Türkiye'nin gelecek vizyonunun en önemli ekseni olan AB üyeliği konusunda önemli bir belge yayınlandı salı günü. AB Komisyonu, 2006 yılı ilerleme raporunu açıkladı. Türkiye ile AB arasındaki üyelik müzakerelerinin en kritik belgesi denilebilecek ilerleme raporu ne gazetelerin çok ilgisini çekti, ne haber merkezlerinin. Zira herkes K.Irak'a girmekle meşgul(!) bir süredir. Kimse ilerleme raporu ne diyor, 2008'de müzakereler nasıl gider, üyelik perspektifinde değişiklik var mı, düşünmüyor. Sanki Türkiye'nin AB üyeliği gibi bir stratejik vizyonu yok, sanki AB 3 yıl önce Hükümet tarafından bir "medeniyet projesi" olarak tarif edilmedi, sanki bu ülkenin demokrasi, şeffaflık, iktisadi gelişme gibi öncelikleri yok... Türkiye'nin, PKK terörü ve kışkırtılan milliyetçilik yoluyla içine sokulduğu türbülansın yol açtığı eksen kaymasını görebiliyor musunuz?. Medyanın ve ahalinin gündeminde üyelik, demokratikleşme, uyum yasaları, genişleyen özgürlükler, iktisadi kriterler vesaire, neredeyse birer teferruat hükmünde. Siyasi iradenin de bundan etkilenmesi kaçınılmaz. Nitekim, Bakanlığın "suya tirit" açıklamasından başka, hiçbir Hükümet üyesinin ağzından ne ilerleme raporu, ne de süreç ile ilgili birşey duymadık. Böyle olur Bir aydır yaşananlar, bir taraftan terör azdırılırken, diğer taraftan milliyetçilik kışkırtması ile bir ülkenin gelecek vizyonundan nasıl uzaklaştırılacağının örneğidir. Maalesef tüm ülke bu türbülansa itilmekte. Türkiye, br an evvel bu eksen kaymasının farkına varmalı. Gerçi ulusalcılar AB'yi mahkum edip çoktan defterini dürdüler ama şunu unutmamak lazım. Türkiye, terör musibetinden de, soykırım kepazeliğinden de kurtulmak istiyorsa, bir an evvel ekonomik ve demokratik gelişimini hızlandırmalıdır. AB süreci, beğenirsiniz veya beğenmezsiniz ama, bu gelişimin ana çıpasıdır. Mesele AB'ye yaranmak değil, AB'den yararlanmaktır. Bu da duygusal tepkiler ve suçlayıcı sloganlarla değil, akıl ve idrak ile olur.