Aramıza hoş geldiniz

A -
A +

Merhaba, Seçim öncesi, kamuoyu araştırmalarına göre 'vaziyet almaya' başlayan bazı gazeteler, sonuçlarla birlikte daha hızlı bir 'değişim'le, birkaç gün içinde 'uygun pozisyon'a kavuştular(!)... Bağımsız basınımızda yaşanan bu baş döndüren manevradan sonra hayretle gördük ki, 'sol yanımız bomboş kalmış'... Böylece demokrasinin bir faydasıyla da tanışmış olduk. Halk, geçer not alamayan siyasetçilerle birlikte; kendisine 'dayatılan' güdümlü yayıncılığı da elinin tersiyle itmişti. Oysa, İstanbul'daki üç-beş yönetici, lüks odalarında sadece 'kendileri için' gazete çıkarmayıp da, hitap ettikleri halkın hassasiyetlerini ciddiye alan bir yayın yapsalardı, şimdi bu tür zikzaklara gerek kalmayacaktı. İstikrar güzel şey... Yayına başladığı günden beri Türkiye'nin gazetesi olduğunu hiç unutmayan Türkiye, milletle bütünleşmiş olmanın mükafatını bir kere daha gördü. Şimdiye kadar 'millete rağmen' bir politika izleyenlerin şimdi milletin gücü karşısında saygıyla eğilerek 'düzeltme' yapması, bizim 32 yıldır izlediğimiz çizgiye gelmesi demektir ki, bu bize sadece mutluluk verir. d'Estaing uyandırdı... Geçen hafta Le Monde gazetesine yaptığı açıklamada, "Türkiye'nin üyeliği, AB'nin sonu olur, onlar zaten Avrupalı bile değil" diyen Avrupa Konvansiyonu Başkanı Giscard d'Estaing, "Avrupalılar'ı bile utandırdı". Ama, AB Anayasası'nın teşekkülünde söz sahibi olan bu kişinin, "AB'nin kimliği Hıristiyanlıktır" anlamına gelen ibarenin yer almasında ısrarlı olduğu ve bunda büyük mesafe aldığı, Komisyon Başkanı Romano Prodi tarafından da doğrulanmıştır. Vatikan'da Papa'nın emriyle oluşturulan bir heyet ise diğer Avrupa liderlerini buna ikna etmek için var gücüyle çalışmaktadır. Öbür taraftan, d'Estaing'in hezeyanları, başta BBC olmak üzere bütün Avrupa ajansları tarafından her saat tekrarlanarak bütün kıtaya duyurulmuştur. Önce biz görürüz... Ertesi gün ülkemizin 'büyük' gazetelerinde, "Madam'dan sonra Mösyö" türü başlıklarla manşet olan bu konuya, yaklaşık bir ay önceki (5 Ekim 2002) nüshamızda yer vererek ilgilileri uyarmaya çalışmıştık. Dış Haberler Müdürümüz Hayrettin Turan'ın kaleme aldığı ve önemine binaen birinci sayfadan yayınladığımız, "Avrupa'nın hedefi ne?" başlıklı yazıda, hazırlanmakta olan AB Anayasası'na, "Avrupa'nın kökenleri Hıristiyandır" şeklinde bir ibare konarak, Avrupa'nın Hıristiyan kimliğinin, tescil edilmesi çalışmalarını dile getirmişti. "AB seferberliği" başlattığımız bu günlerde, çalışmalarımıza yön vermesi açısından çok önemli olan bu gelişmeyi; mızrak çuvala sığmaz hale gelip manşetlere taşınmadan önce görerek, 31 Ekim Perşembe tarihli nüshasında "AB'de mide bulandıran teklif" başlığıyla sayfalarına taşıyan ikinci gazete de Milliyet oldu. (Bizden 25 gün sonra olmakla birlikte diğer gazetelere göre büyük bir ileri görüşlülük sayılır.) *** Görüşmek üzere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.