Basında 'güven' krizi...

A -
A +

Merhaba, Yaşanan genel krizden, basın sektörü de fazlasıyla nasibini aldı. 'Büyük' gazetelerin binlerle ifade edilen eleman indirimi ve bölge eklerinin kaldırılması ekonomik krizin tabii sonucu olabilir. Ama tirajlardaki aşırı kan kaybını sadece, "Milletin alım gücü zayıfladı" cümlesiyle izah etmek mümkün değildir. Zira kısa bir süre önce 'milyonu aştığını' iddia eden gazetelerin satış grafiğinin şimdi yerlerde sürünmesi ve daha da önemlisi, aynı şartlarda tiraj kaybetmeyen gazetelerin de bulunması meseleye sadece 'ekonomik' açıdan bakmamızı imkansız kılıyor. İşte gerçek sebep Türkiye Ekonomik ve Sosyal Etüdler Vakfı'nın (TESEV), İstanbul'dan Kars'a, 17 ayrı vilayette rastgele seçilmiş 3021 kişiyle tek tek görüşerek gerçekleştirdiği bir araştırma, yukarıdaki girift duruma; yani gazetelerin, halkın teveccühünü hızla kaybetmesine de açıklık getiriyor. Bu insanların sadece yüzde 28'i gazetelere güvendiğini söylemiş. Güven sıralamasına tabi tutulan 14 ayrı kurum arasında ancak sondan dördüncü olabilen gazetelerin, Kızılay'dan dahi geride yer alması oldukça düşündürücüdür. Yine, 3021 kişiden sadece yüzde 37'si; başka bir deyişle bin 117'si gazetecileri dürüst bulduğunu söylemiş. Türkiye'deki gazetelerin ve gazetecilerin tamamının ortak bir değerlendirmeye tabi tutulduğu göz önüne alınırsa, bu olumlu cevapların da yıllardan beri "Önce dürüstlük" düsturuyla, titiz bir yayın politikası izleyen Türkiye okuyucularından geldiğini anlamak zor olmasa gerektir. İşte ispatı... Yukarıdaki tespitimizi subjektif bulanlar olabilir. Ama global krizden kaynaklanan olumsuzlukları diğer gazetelerden daha fazla hisseden Türkiye'nin; basındaki 'tiraj depremi'nden zayiatsız çıkan tek gazete olduğunu ve şu anda zirveyi zorladığını belirtirsek, yukarıdaki ifademizin gerçeğin ta kendisi olduğu daha iyi anlaşılır. Bu izah aynı zamanda, satışlarındaki hızlı düşüşün sebebini kara kara düşünen rakiplerimize de 'asıl sorunları'nı ve çıkış yolunu açıkça göstermektedir. Millet, sloganlarda değil sayfalarda yaşayan bir 'basında güven' istiyor. Ama biraz zor... "Basına özgürlük" feryatları, kulakları sağır etse de basının problemi, özgürlüğün sorumsuzlukla karıştırılmasıdır. Elinizde bir kova 'siyah mürekkep'... İstediğinize, istediğiniz kadar sürebilirsiniz, size kimse mani olamaz. Eğer kendi koyduğunuz ve titizlikle uyguladığınız vicdani kurallarınız yoksa vay memleketin ve milletin haline... Onun için, okuyucunun güvenini kazanmak ve onu muhafaza etmek çok zordur. Yüzlerce parametrenin kesiştiği karmaşık bir ortamda; kendi kendinize koyduğunuz 'dürüst yayın' kurallarından taviz vermeden görev yapacaksınız. Bu uğurda kısa vadede tiraj kaybını bile göze alacaksınız. Biz bunun için yıllardır kılı kırk yarıyoruz. Sanki, gümbür gümbür akan ırmakta ters istikamette yol alıyoruz. Nice 'bomba' haberi, kaynağından doğrulatamadığımız için çöpe attık. Hiç bir zaman yayın gücümüzü kendi menfaatlerimiz için kullanmadık. Haberi, olduğu gibi yayınladık. Sayfalarımızda yer alan bir haber, diğer gazetelerde bazan o kadar farklı yayınlanıyor ki; 'atladığımız başka bir haber' zannediyoruz! *** Aşağıdaki rakamlar dikkatle incelenirse, kadirşinas milletimizin bu hassasiyetimizin karşılığını fazlasıyla verdiği ve basını 'cezalandırırken' bizi ayrı tuttuğu görülecektir.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.