Bir gazete için en büyük fedakârlık...

A -
A +

Bu köşede defalarca gündeme getirdik... Terör, halkta korku ve yılgınlık uyandırarak hedefe ulaşma biçimidir. Dolayısıyla, kamuoyuna yansımayan eylem, ne kadar büyük olsa da teröristler için 'yok' demektir. İşte bunun için, Türkiye'deki terörün en büyük 'suç ortağı' medyadır. 20 yıldır bu gerçeği anlayamayan medya yöneticileri, terörle yeni tanışan Amerika ve Avrupalı meslektaşlarından ders almayı da beceremedi. Türkiye'yi tekrar kana bulama çabalarının arttığı bugünlerde bu konu daha da önem kazandı. Büyük fırsat... Kuşadası'ndaki patlama, başka bir görev için orada bulunan arkadaşımız Muammer Yaşar'ın önünde meydana geldi. Hatta, havaya fırlayan parçaların bir kısmı onun aracının üzerine düştü. Olayı, Muammer'in boğuk sesinden ilk duyan gazete yöneticisi benim. Zaten birçok TV kanalı da, ilk bilgileri Muammer'le kurduğu telefon bağlantıları sayesinde seyircisine aktardı. Gayet tabii olarak, olayla ilgili en can alıcı fotoğraflar da sadece bizde mevcuttu. Yani, bu üzücü olay, bizim için 'ses getirecek bir yayıncılık' fırsatını da beraberinde getirmişti(!) İşte bu nokta, her gazete yöneticisinin karşılaştığı ve çoğunun da başarılı olamadığı en büyük imtihandı. Ya elinizdeki 'fırsat'ı değerlendirerek rakiplerinize fark atacaksınız, veya kamunun menfaati için elinizin tersi ile iteceksiniz. Biz yine, meslekî cazibeye kendimizi kaptırmak yerine sağduyulu davranarak, diğer gazeteler için 'harakiri' anlamına gelen yayın politikamızı uyguladık. Affedersin Muammer!.. Muhabirimiz, yanıbaşındaki minibüs havaya fırlarken yaşadığı şokun bir benzerini de dünkü t'yi görünce yaşadı. Zira, 'ses getirecek' fotoğraflarla donatılmış bir kapak beklerken, iç sayfalardaki patlama haberini bulmakta bile güçlük çekti. Kusura bakma Muammerciğim... t'nin Türkiye için yıllardır yaptığı fedakârlığın bir bölümü de sana düştü. Ama bu vesileyle bir husus sanırız çok iyi anlaşıldı: Yayın çizgimiz, diğerlerinin yaptığını yapamadığımız için değil, onların yapamadığını yaptığımız için farklıdır... Bizden haberler * Yazarımız Mehmet Oruç'un oğlu Fatih ile, Sakarya Temsilcimiz M. Çetin Paksoy'un kızı Merve nişanlandı. Gençleri ve yakınlarını kutluyor, en kısa zamanda düğün haberini de vermeyi umuyoruz. * Yönetim Kurulu Başkanlığı Özel Kalemi'nden Mehmet Gür'ün oğlu Ahmet dün 'delikanlı' oldu. * İzmir Baskı Merkezimiz'den Arif Ergün'ün oğulları Mücahit ve Ali de bu önemli imtihanı başarıyla verdi. Sünnet olan 'gençler'i ve anne-babalarını tebrik ediyor, "nice mutluluklara..." diyoruz. * Yine İzmir'den, başarılı bir operasyon geçiren Mehmet Yazıcı'ya da "geçmiş olsun" diyor, sağlıklı günler diliyoruz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.