Bu ödüller 32 yıllık emeğin ürünü

A -
A +

Bu ara hep gazetemize verilen ödüllerden ve 'ödül gibi' anketlerden bahsediyoruz. Nitekim, son ödülümüzü de Genel Yayın Müdürümüz Resul İzmirli, üst düzey katılımlı bir törenle aldı. Ödül almak, bir basın kuruluşu için 'sıradan' şeylerdir. Ancak bunlar çok farklı... Çünkü, bu ödüllerin gerekçesi, gazetemize duyulan 'güven'dir. Bu, karşılığı ödenerek kısa zamanda alınacak bir sonuç değildir. Tek yolu, ilk günden itibaren uygulamaya başlayacağınız dürüst ve ilkeli bir politikayı, uzun yıllar, hiç tavizsiz sürdürerek kendinizi ispatlamanızdır. Yayınlarına güvenilmesi, bir gazetenin sahip olabileceği en büyük hazinedir. Buna kavuşmak için de sadece yöneticilerin kararı ve çabası yeterli değildir. Bütün ekibin aynı gaye etrafında kenetlenmesi şarttır. İşte bunun için, 32 yıldır doğru habercilik için 'titreyerek' bugün, 'En Güvenilen Gazete' olmamızı sağlayan herkese (şimdi aramızda olmayanlar da dahil) şükranlarımızı sunuyoruz. Harran'a nefes... 'Harran'ı su kuruttu' manşetimizle yüreği yananlar, ferahlayın... Çünkü, sayfalarımızdan yükselen feryat, 'NİHAYET' duyuldu. Varımızı yoğumuzu yatırmaya devam ettiğimiz GAP devreye girip, Harran suya kavuşunca, sadece Güneydoğu değil, bütün Türkiye kurtulacak diye beklerken, bilgisizlik yüzünden, suyun toprağa 'bereket' yerine 'ölüm' getirdiğini duymak herkesi çok üzmüştü. Konuya dikkat çekmemiz, çözümü hızlandırdığı gibi, bu noktaya tekrar gelinmemesi için, sulamanın bilinçli yapılmasına da katkı sağlayacağı için mutluyuz. Biz müsterihiz ABD Senatosu ile ilişkileri geliştirmek için kurulan TBMM Dostluk Grubu'nda her senatöre 1.5 milletvekili düşüyormuş. Bu ilgiyi 'hayra yorarak' ''ABD ile olan çok yönlü menfaatlerimizin korunması için, işler sıkı tutuluyor herhalde'' diye düşünürken, Japonya için de 90 milletvekilimizin 'sıraya' girdiğini öğrenince tekrar kafamız karıştı. Birkaç milletvekilinin aile boyu İspanya seyahati için vatandaşların gösterdiği tepkiyi bu sütundan iletmiştik. Umarız bu ilgi de, vekillerimizin bu ülkelere seyahat aşkından kaynaklanmıyordur. Ufukta 'Seçim göründü'ğü bugünlerde, inanın meydanlara çıkıp iki kelime bile konuşamazsınız sonra... 'Birliğin zaferi' Bir cehaletin tezahürü olan Fransa'daki çirkin eyleme, milletimizin tepkisini ifade eden, 'Küstahlığa son verin' manşetimiz; aynı zamanda, son günlerde; 'çuvala sığdıramadığı birkaç mızrağı' feda etmek zorunda kalan Avrupa'ya karşı 'şükran şarkıları' söyleyenlere de bir ithaftı. Başta medyamız olmak üzere bütün Türkiye'nin ortaya koyduğu kararlı tutumun, kısa sürede etkisini göstermesi; Paris Metrosu'ndaki rezaletin, önce 'fiilen' sonra 'resmen' ortadan kaldırılması ise birlik ve beraberliğin zaferidir. İşte takım işte sonuç... Aylar önce, 'spor otoriteleri' Lucescu'nun, Galatasaray'daki başarılarını sıralayıp vazgeçilmezliğinden dem vururken biz, 'Luci'nin ipi çekildi, Terim'in ayak sesleri' dedik... Aslında bu hatırlatmanın ne anlama geldiğini erbabı bilir... Herkesin 'kara'lara büründüğü bir ortamda, tek başınıza da kalsanız, 'ak gerçeği' haykırmaktır gazetecilik. Tebrikler Engin Atay... Tebrikler Türkiye Spor Servisi. *** Görüşmek üzere...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.