Hem soldan vurdular hem sağdan

A -
A +
Nuh Albayrak Enver Ören Ağabey'i ve Türkiye'yi anlatıyor -2- Enver Ören Ağabey, gerçek bir dava adamıydı. Ehl-i sünnet vel cemaate hizmetten başka hiçbir düşüncesi yoktu. O güleryüzlü, yufka yürekli, kadirşinas, olabildiğine mütevazı lider, davasına en ufak bir saldırıda bambaşka biri olurdu. Dini hassasiyetlerin dışında hiçbir sebep O'nu öfkelendiremezdi. Enver Ağabey'e yönelik çirkin ithamların hedefinde de hep Türkiye Gazetesi'nin Bizim Sayfa hizmeti vardı. *** Türkiye Gazetesi'nin siyasetle ilgisi olmayan dinî yazılarından rahatsız olanlar, aslında samimiyet testini kaybettiklerini de ilan ediyorlardı. Her fırsatta, "Bizim dindarlara saygımız sonsuz" diyenler, 35 yıldır bizzat kendisinden defalarca dinlediğim, "Müslüman Allah'a karşı günah işlemez, ama devlete karşı suç da işlemez. Arkadaşlar, dünyada İslamiyet'in en rahat yaşandığı yer Türkiye'dir. Bu ülkenin, bu devletin kıymetini bilelim" diyen ve ömrü boyunca da bunu uygulayan bir insanın neyinden rahatsız olmuştu? Bizi sadece orta sayfamızda dini kitaplardan alıntı yaptığımız için kara listeye alanların, aslında izlediğimiz istikrarlı çizgimiz sebebiyle örnek göstermesi gerekmiyor muydu? Yeri gelmişken belirteyim... Türkiye Gazetesi bu kadar yıl boyunca radikalleşmeden muhafazakâr kalmayı başarmış bir gazetedir. Bilenler bilir, bu hiç de kolay değildir. Birkaç yüz kişilik aktif bir grup, yüzbinlerce makul, lâkin sessiz çoğunluğu bastırır ve siz daha sert, radikal bir yayın yapmanız gerektiği(!) kanaatine varırsınız. Bu karmaşık yolda baskılardan etkilenmemenin tek çaresi, iyi bir kaptanınızın olmasıdır. SİZ DE Mİ?.. Dini bilgileri yayınlamaktan vazgeçmediği için "Ya bu sayfalar biter ya da İhlas..." şeklinde açıkça tehdit edilen Enver Ağabey, ne hazindir ki, dönemin "dindar siyasetçiler"i tarafından da "Yeterli desteği vermediği" için hedef tahtasına oturtuluyordu. Oysa şimdilerde sayın Başbakan'ın üzerine basarak dile getirdiği "din üzerinden siyaset yapılmasına karşı olma"nın ötesinde bir suçumuz yoktu. Yayın ilkemiz olarak ilan ettiğimiz, İslâmiyet'in, her türlü dünyevî hedefe alet edilmemesi gerektiğine dair hassasiyetimiz, müslümanlığımızın tartışılmasına varan akıl almaz tepkilere sebep oluyordu. İlkeleri konusunda en ufak bir şüphe taşımayan Enver Ağabey'in liderliğindeki Türkiye Gazetesi ise kim karşı çıkarsa çıksın, çoğu zaman yalnız da kalsa, en ufak sapma olmadan yoluna devam ediyordu. Zaten birileri, "dindarlığınız sonunuz olacak" derken, başka birileri de "inananlar burada, siz neredesiniz?" diyorsa, biz değil, bize bunları söyleyenlerin kriterlerini gözden geçirmesi gerekiyordu. TENKİT VE TAKLİT EDİLDİK "İlkler zordur. Öncülerin geriden gelenlerde hakkı vardır" sözünü biz, Enver Ağabey'in öncülüğünde yaşayarak öğreniyorduk. Dinî ve millî hassasiyeti esas alan yayınlarla Enver Ağabey sayesinde tanışan bazı muhafazakârlarımız, kendi ölçülerine göre gördüğü eksiklerden dolayı hiç acımadan bizi yerden yere vuruyordu. "Gazetenizde neden spor haberi veriyorsunuz?", "Televizyonunuzdaki spikerlerin başı neden açık?", "Neden müzik yayınlıyorsunuz?"... Ve daha neler neler... İlâhi takdîre bakın ki, bizi en çok eleştirenlerin de yıllar sonra "kanal"ı oluyor, kimin, neyi nasıl yaptığını herkes görüyordu. Fakat aynı tepkiyi onlar almadı. Çünkü sadece "ilk"ler eleştirilirdi... Peki biz, neden mi sustuk? Cevabını hemen vereyim; Bu kurumda görev yaptığım süre boyunca Enver Ağabey'in, gerekçesi ne olursa olsun, hiçbir kişi, kurum, camia veya cemaat aleyhine yayın yapılmaması konusundaki hassasiyetine şahit oldum. Suskunluğumuzun sebebi de buydu. Muhataplarımızın da bize karşı aynı hassasiyeti göstermesini hakeden bu ilkemiz, maalesef, "Nasıl olsa mukabelede bulunmazlar" rahatlığıyla hiç de haketmediğimiz saldırıların peşpeşe gelmesine sebep oluyordu. İyi ki Cenab-ı Hakk'ın katında genel muhasebe eksiksiz tutuluyor... HASSAS TERAZİ; TÜRKİYE GAZETESİ Enver Ağabey'in, "Hayatımın anlamıdır" dediği Türkiye Gazetesi, 43 yıldır her bir nüshasında, bilinen basın meslek ilkelerinden çok daha katı kurallara uydu. "Hiçbir kişi ve kurum rencide edilmeyecek. Sansasyonel başlık verilmeyecek. On binlerce tiraj getirecek bile olsa toplumun huzurunu bozacak haberler yayınlanmayacak..." Bunlar, Türkiye'deki genel gazetecilik geleneğine göre "harakiri" demekti... Daha neler neler... Diğer yayın kuruluşlarında akla bile gelmeyen Enver Ağabey kuralları... "Kesinlikle uydurukça kelimeler kullanılmayacak"tan, "sayfalarda hiçbir sebeple okunabilir büyüklük ve netlikte İslâm harfleri yer almayacak"a kadar uzanan kat'i talimatlar... Sadece Türkiye Gazetesi'nde geçerli olan ve genellikle de mer'i pazarlama prensiplerine göre "pazarlamama" anlamına gelen, uzayıp giden ilkeler. Bunlar, şartlar ne olursa olsun hiç değişmedi. Hatta "iki gün sonra gazeteyi basacak kağıt yok" ifadelerinin sık sık telaffuz edildiği günlerde bile... GÜVEN VEREN GAZETE... Bu ülkede, bu ilkelerden hiç sapmadan gazetecilik yapmak ve bu kadar kalın çizgilere rağmen henüz kırılamamış tiraj rekorlarına erişmek... Daha da önemlisi gazetecilikte ulaşılması en zor hedef olan "güven"i oluşturmak ve bunu, fırtınalarla dolu 43 yıl boyunca muhafaza edebilmek... Bugün Allah'ın izniyle hiç kimse, "Türkiye Gazetesi yalan haber yazıyor" diyemez. Bir yayın kurumu için kazanması ve muhafazası çok zor olan en büyük hazine bu olsa gerek... YARIN: BATMAMIZI BEKLİYORLARDI AMA... ALBÜMÜMDEN SEÇTİKLERİM Hem soldan vurdular hem sağdanÖyle kareler var ki, cihana değer Bir zamanlar, her gün gündem toplantımızı Enver Ağabey'in makam odasında yapıyorduk. Ama son yıllarda çok nadir yaşadığımız bir tablo: Enver Ağabey, Yazı İşleri'ndeki gündem toplantımıza teşrif etmişti... Hem soldan vurdular hem sağdanDünyadaki en değerli varlığı ile çok mutlu... Hem soldan vurdular hem sağdanİhlas Armutlu Tatil Köyü'nün açılışını Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte yapmışlardı... Hem soldan vurdular hem sağdanMerhum Türkeş'in O'nun yanında çok özel bir yeri vardı... Hem soldan vurdular hem sağdan"Ağam, keşke seni çok daha önce tanısaydım..." Hem soldan vurdular hem sağdanTürkiye sevdasının 'gazete'ye dönüştüğü oda... Hem soldan vurdular hem sağdanÇok sevdiği merhum S.Ahmet Arvasi ve yazarımız Said Arvas ile... Hem soldan vurdular hem sağdan Afganistan Devlet Başkanı Rabbani'nin ziyaretinden bir kare...Hem soldan vurdular hem sağdanYıl 1987... Büro açılışı için gittiği Tokat'ta arkadaşlarla sohbette... Hem soldan vurdular hem sağdanEnver Ağabey, çok sevdiği dava arkadaşlarıyla öyle bütünleşmiş ki...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.