Her taraf toz-duman

A -
A +

Merhaba, Gazetelerin, siyasetteki gelişmeleri koklamakta zorluk çektikleri, sisli ufuklardan net görüntüler çıkarmakta zorlandıkları günlerde, durumu özetlemek için sıkça kullandıkları bir söz vardır: "Ankara toz-duman" Ancak son günlerde başkentte öylesine hızlı gelişmeler oluyor ki, takip etmeye çalışırken insanın başı dönüyor. Gazetenin sayfalarını, özellikle birinci sayfa ile ona bağlı olarak hazırlanan siyasi haber ağırlıklı sayfaları oluşturmak için yapılan toplantıya girerken haber müdürünün elinde bulunan gündem, 1-1.5 saat süren toplantıdan çıktığımızda tamamen alt üst oluveriyor. Bazı günler, başlanması ile tamamlanması arasında geçen 4-5 saatlik süre içinde birinci sayfa bile -manşeti de dahil olmak üzere- birkaç defa "yıkılıp" yeniden yapılıyor. Birçok siyasi partide yaşanan "gel-git" olayları yüzünden Meclis'teki sandalye sayısı, İstanbul Menkul Kıymetler Borsası'nı aratmayacak bir hızla her gün, hatta her saat değişiyor! "İttifak" ve "iltihak" görüşmelerinin temposu öylesine hızlandı ki, eskiden kapalı kapılar ardında yapılan görüşmeler, artık kapıların kapanmasına fırsat kalmadan ayak üstü yapılır hale geldi. Tam "ortalık duruldu, taşlar yerine oturmaya başladı" derken, siyasi hayatımızın en köklü partilerinden birinde veya; kuruluşu için atılmış imzaları henüz kurumamış olan "yeni" bir partide ayrılık rüzgârları esmeye başlıyor. Sahne-i siyasette "arz-ı endam" eden partilerin sayısı 50'ye dayanınca, bunları amblemlerine bakarak tanımak şöyle dursun, kısaltılmış isimlerinden bile adını tam olarak çıkaramaz hale geldik. Parti isimlerinin kısaltmaları, alfabedeki harfleri 2'li, 3'lü 4'lü gruplar halinde yerlerini değiştirerek yeni otomobil plakası üretme işine döndü: TDP, DTP, BTP, YTP, YP, HDP, YDP, ÖDP... Bunlar, şu anda sayıları 50'ye dayanan partilerimizden bazılarının isimlerinin kısaltmaları. Kaç tanesinin adını bu kısaltmalara bakıp tam olarak çıkarabilirsiniz. Partilerin "Demokrasinin vazgeçilmez unsurları" olduğuna bütün samimiyeti ile inananlardanız. Ama bölünmüşlüğün bu kadarı da fazla değil mi? Son günlerde gündeme yeni bir "bomba" düştü veya düşürüldü. Burada tekrarlaması bile rahatsız edici bir bomba; 3 Kasım seçimleri yapılmayacak!.. "Düşkün" partiler, "küskün" vekiller bunun için ellerinden geleni yapacaklarmış!.. Ve daha neler, neler... Yani bütün bu manzaralar "toz-duman" değil de ne!.. *** Bu toz-duman içinden hem sizin hem de bizim net görüntüler yakalayabilmemize yardımcı olmak amacıyla geçtiğimiz günlerde yazarımız Fuat Bol, "Ankara çıkarması" yaptı. Rahmetli Ahmet Kabaklı hocamızın "Engürü Sahrası" diye tarif ettiği politika arenasında başta "siyasetin duayeni" Süleyman Demirel olmak üzere DYP lideri Tansu Çiller, YTP lideri İsmail Cem, BBP lideri Muhsin Yazıcıoğlu, DTP lideri M. Ali Bayar, AKP Grup Başkanı Bülent Arınç, SHP lideri Murat Karayalçın ve ANAP'ın "farklı sesi" Erkan Mumcu ile uzun uzun görüştü. Bunları okudunuz. Şimdi de tecrübeli yazarımız Rahim Er, başkente demir attı ve Türk siyasetinin ağır topları ile görüşmelere başladı. Bunlardan ilki AK Parti'nin genç lideri Recep Tayyip Erdoğan'dı. Ülkenin, siyasetin ve AK Parti'nin bugünü ve yarını konusunda Sayın Erdoğan'la yaptığı uzun sohbeti, hemen hemen hiç kısaltmadan dün yayınladık. Seçimlerden sonra Türkiye'nin nasıl bir siyasi tablo ile karşılaşacağını merak edenler, bu sohbette "4 Kasım"ın fotoğrafını net bir biçimde görme fırsatı buldular zannediyoruz. Yazarımızın "Ankara sohbetleri" önemli siyasetçilerle devam edecek... Kimler mi? Sürpriz!..

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.