Keşke herkes bizi okuyabilseydi

A -
A +

Merhaba, Yazarlarımızdan Mehmet Oruç'un geçen hafta kaleme aldığı iki makale, tarihi bir gerçeğin altını çizmek bakımından çok önemliydi. Bu yazılar, gazetemizin isabetli ve istikrarlı çizgisinin 30 yıllık seyir defteri gibiydi. Yayına başladığımız günden itibaren; -yurt içinde ve dışında kesintisiz devam eden kitap hizmetlerimizin de desteğiyle- din yobazlarının, kendi çıkarları için İslamiyeti istismar etmelerini önlemeye çalıştık. İslamiyet'in kesinlikle tasvip etmediği radikal 'söylem'lere ve 'cihad' diye sunulan terörist 'eylem'lere, hiçbir zaman müsamaha göstermedik. 30 yıl ilerideyiz Medyanın 11 Eylül'den sonra ismini duyduğu Vehhabiliğin, sapık bir inanış olduğunu, 70'li yıllardan beri anlatmaya çalıştık. Bunların, daha ilk yıllarda Vehhabiliği yerleştirmek için masum insanlara uyguladıkları terörü dile getirdik. Bu yayınlarımız; bilhassa -Vehhabiler'in üs olarak seçtiği- İslam ülkelerinde etkisini gösterdi ve insanların bu sapık akımı yakından tanıyarak aldanmamasını sağladı. Ancak, bazı ülke yöneticilerinin gafletinden istifade eden Vehhabiler, petrol krallarından gelen maddi desteğin de yardımıyla belli bölgelerde örgütlenmelerini sürdürdüler. Sonuçta, çeşitli ülkelerdeki 'radikal' insanlardan meydana gelen Taliban ve El Kaide gibi; müslüman halktan kopuk örgütler oluştu. Bu örgütler 'marifet'lerini sergilemeye(!) başlayınca dünya onları daha yakından tanıma ihtiyacı hissetti. Türkiye'de de Emniyet teşkilatı başta olmak üzere, devletin değişik kademelerinde düzenlenen konferanslarda, 'bilirkişi'ler Vehhabiliği anlatıyor. Bu gerçeklerin anlaşılması için 'testinin kırılması' gerekmezdi ama yine de zararın neresinden dönülürse kârdır. Gerçekten Türkiye okumak bir ayrıcalıktır. Biraz insaf! Muhabirlerimiz Osman Sağırlı ve Ziya Sandıkçıoğlu, geçen hafta, "Habur'da TIR çilesi"ni 'çekip' bize aktarmış ve kendileri de Kuzey Irak'a geçmişti. Anlayacağınız, Saddam'ın yakalandığı gün, arkadaşlarımız da o bölgedeydi. Osman, Pazar sabahı saat 09.45'te, gazeteyi defalarca arayıp, haberi ulaştırmayı 'başardığında' henüz hiçbir medya mensubu 'uyanmamıştı'. Biz 'alârm verip' bu haberi, yarınki gazetede en güzel nasıl sunarız diye düşünürken 11.00'den itibaren TV ekranlarında "Son dakika" anonsları verilmeye başlandı. Bu anonslarla birlikte başlayan şaşkınlığımız, ertesi günkü gazeteleri görünce zirveye ulaştı. Zira, olayı K. Irak'taki arkadaşlarımızdan duyan bir muhabirin gazetesi, hadiseyi, "Dünya, bizim muhabirimizden öğrendi" şeklinde takdim ediyordu. Ne diyelim... 'Basında Güven'li günleri hasretle bekliyoruz. Bizden Haberler * Magazin Servisi'nden Kurtbay Önür, Düzce'nin önde gelen ailelerinden Kadir Küçüköztürk'ün kızı Dilek ile nişanlandı. Bu mutluluğun en kısa sürede evlilikle tamamlanmasını diler ve her iki aileye tebriklerimizi arzederiz. * Fedakârlık simgesi 'Erdoğan Enişte'nin evinde de şenlik vardı. Sadi, Bursa'dan Sema hanımla evlendi. İstanbul'da, renkli simaların iştirakiyle, pürneşe bir yemek sonrasında gerçekleşen bu evliliğin hayırlı olmasını diler, İşbilen ve Sözen ailelerini kutlarız. * Yıllardır birlikte çalıştığımız Osman ve Mehmet Gül'ün babası vefat etti. Eyüpsultan'a defnedilen Mevlüt ağabeye Allah'tan rahmet diler, yakınlarına taziyelerimizi sunarız. * Beşiktaş büromuzda amansız bir rekabet var: Dünyaya 'merhaba' diyen Eyüpsultan Aygün'ün oğlu Ahmet Fatih'e, Zafer Çakal'ın oğlu Emir Ahmet'e ve Sedat Arlı'nın oğlu Melih Emre'ye uzun ömürler diler, bütün yakınlarını kutlarız.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.