Başkomutandan ilklere imza

A -
A +

Önceki gün Sayın Cumhurbaşkanı ve eşinin ev sahipliğinde yapılan 30 Ağustos resepsiyonuna katılmak için heyecanla Çankaya Köşkü'ne gittik. Cumhurbaşkanının eşi Hayrünnisa Gül Hanımın elinin değdiği her halinden belli olan harika bir organizasyonla karşılaştık. 2001 yılından bu yana aralıksız katıldığım 30 Ağustos resepsiyonlarının içindeki en keyifli, en anlamlı resepsiyondu benim için. Orada bulunmaktan çok mutluydum ki alandan en son ayrılanlardan biri de ben oldum.

Gül çifti konuklarını birlikte karşıladılar ve herkesin elini sıktılar. Yağmur riskine rağmen resepsiyon açık havada, bahçede yapıldı. Çok da keyifli oldu. Askerler, sanatçılar, iş adamları, bazı siyasetçiler ve bakanlar, akademisyenler, şehit yakınları ve gazi eşleriyle medya mensupları katıldılar resepsiyona. Bin 500'ün üzerinde davetli vardı. Her sosyal kesimden, her sınıftan insanlar gördüm orada. Harbiyeli öğrencilerden genç sporculara, başı örtülü hanımlardan özel kıyafetli kadınlara, smokinli beylerden sakallı yaşlılara kadar milletin tüm renkleri oradaydı. Her konuyu siyaseten istismar etmeyi becerebilen, dinî ve millî bayramları bile kullanan ufuksuz siyasetçiler hariç, herkes oradaydı. Önceki akşamki Çankaya Köşkü'ndeki görüntü; Türkiye'nin normalleştiğinin en önemli kanıtıydı. Kimse kimseden rahatsız değildi. Kimse kimseye tepeden bakmıyor, kimse kimseyi küçümsemiyordu. Herkes birbirinin varlığını ve duruşunu kabullenmiş, dostça sohbetler ediliyordu. Ön yargılar, dışlamalar, itmeler- kakmalar, incitmeler, aşağılamalar yoktu. Bir an geçmiş yıllarda Gazi Orduevinin bahçesinde Genelkurmay Başkanlarının ev sahipliğinde yapılan 30 Ağustos resepsiyonlarını hatırladım. Türkiye'nin o günlerden bu yana nasıl bir mesafe katettiğini iliklerime kadar hissettim, şükürler olsun. Türkiye'nin sivilleşmesinde ve demokratik standartlarının iyileştirilmesinde emeği geçen herkesten Allah razı olsun.
Önceki akşam benim için en ilginç görüntü kameraların ve mikrofonların, Başbakan ve Cumhurbaşkanından başka kimseye yönelmemesiydi. Medya çok kısa konuşturmak istedi ama Genelkurmay Başkanı Özel Paşa akıllıca mesafe koydu. Önceki yıllarda Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları sırayla medyanın karşısına geçer; rejimden dış politikaya, eğitimden kılık kıyafete kadar Hükümete, Meclise ve topluma ayar verirlerdi. Kamuoyu günlerce bu mesajları konuşurdu. 30 Ağustos resepsiyonları ve komutanların devir-teslim törenleri askerlerin, sivilleri uyardığı, Meclise ve topluma çeki-düzen verdikleri törenler olurdu. Çok şükür, Türkiye bugün normalleşti de herkes kendi sınırlarına çekildi. Türkiye'nin bu başarı hikâyesinin en önemli iki mimari; Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan, resepsiyonda bu başarının tadını çıkardılar. Verdikleri görüntülerle âdeta düşman çatlattılar. İlklerin yaşandığı 30 Ağustos'ta başarılı devlet adamı kimliği ön planda olan Cumhurbaşkanı Gül ile başarılı siyasetçi ve icracı kimliği ile öne çıkan Başbakan Erdoğan birbirlerini tamamlayan önemli mesajlar verdiler. Tüm iç ve dış fesat ve fitneye rağmen Türkiye bu ayrılmaz ikili ile daha çok başarı hikâyeleri yazacaktır inşallah.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.