Cumhurbaşkanı Erdoğan, Meclis’in açılışında yaptığı konuşmanın büyük bölümünü Türkiye’nin uluslararası ilişkileri ile bölgesel tehditlere ayırdı. Konuşmasında, önümüzdeki dönemde Türkiye’nin bölgesel ve küresel aktörlerle ilişkilerine dair ipuçları verdi. Ayrıca bölgesel sorunlarla ilgili olarak Türkiye’nin tutumuna dair değerlendirmeler yaptı. Millî güvenliğimizi yakından ilgilendiren Suriye ve Irak’taki gelişmelerin Türkiye’ye etkilerine değindi. Irak ve Suriye sınırımızdaki gelişmeler hem güvenliğimizi tehdit ediyor hem de ciddi bir mülteci sorunu ile karşı karşıya bırakıyor bizi. Türkiye, Suriye’nin bölünmesine karşı çıkıyor. Irak ve Suriye’deki inanç-mezhep ve etnik köken fay hatlarında yapılmaya çalışılan kırılmaların DAEŞ maskesiyle örtüldüğüne işaret etti Sayın Cumhurbaşkanı. “DAEŞ Suriye ve Irak üzerinde hesabı olan herkesin kullandığı elverişli bir malzemeden ibarettir” sözleriyle DAEŞ’in Suriye’deki sorunun sebebi değil, sonucu olduğuna dikkat çekti. “Hiçbir politik hesap bir insanın hayat hakkından daha değerli değildir” diyen Cumhurbaşkanı, Suriyeli mülteciler konusunda Batı dünyasının kötü bir sınav verdiğine işaret etti. Fırat Kalkanı operasyonunun, Suriye’nin Kuzeyinden ülkemize saldıran DAEŞ-PKK-YPG gibi terör örgütlerinin hepsine karşı, bölge halkından oluşan ÖSO ile birlikte yapılan meşru bir operasyon olduğunu belirtti. DAEŞ’in Gaziantep katliamının bardağı taşıran son damla olduğunu vurguladı. Bu operasyonun hedefinin, bölgede ilk etapta 5 bin kilometrekare büyüklükte, terörden arındırılmış bir güvenli bölgenin tesis edilmesi olduğunun altını çizdi. Bu güvenli bölge tesis edildiğinde hem Türkiye’nin güneyindeki terör tehdidi ortadan kalkacak hem de mülteci sorunu doğal olarak çözüme kavuşmuş olacak. Cerablus’a 40 bin mültecinin geri dönmüş olması bunun açık delili. Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoru oluşturulmasına mani olmak ve bölgeden ülkemize yönelen PKK-DAEŞ terör eylemlerini engellemek için Türkiye kendi inisiyatifi ile Fırat Kalkanı harekâtını başlattı. Kimse ses çıkarmadı ama kimse de elle tutulur bir destek vermedi. Türkiye ÖSO ile birlikte DAEŞ’i bölgeden püskürttü, püskürtmeye devam ediyor. ABD’nin DAEŞ’le mücadele için başka bir terör örgütü olan PYD-YPG’ye mahkûm olduğu tezi Fırat Kalkanı operasyonu ile çöktü. Destek verildiğinde ÖSO’nun neler yaptığı görüldü.