Uçuk kaçık vaatlere vatandaş ne diyor?

A -
A +
Bugün okuduğum bir köşe yazısından sonra 7 Haziran seçiminin nasıl sonuçlanacağına ilişkin bir kanaate vardım. Ertuğrul Özkök, CHP'nin ilk kez bir ekonomi programı ortaya koyduğunu ve muhtemelen bu vaatlerin seçim sonuçlarına etkisi olacağını yazmış. Rahat olun, Hürriyet'in birkaç kıdemli yazarının geçmiş seçimler öncesinde yazdıkları yazıları bulun, yaptıkları tahminleri görün. Onlar seçimlerde ne öngördüyse sandıklardan tam tersi çıkmış. Hiç kuşkunuz olmasın 7 Haziran'daki sonuçlar da onların yazdıklarının tam tersi çıkacak. Çünkü onlar gerçeği değil kendi gönüllerinden geçeni yazıyorlar. Halktan kopuk seçkin bir yaşam tarzına sahip oldukları için halkın nabzını tutamıyorlar. Kendi dar çevrelerindeki bir avuç entel-danteli de halk zannediyorlar. Özkök'ün dün yazdığı yazıyı saklayın, 8 Haziran sabahı o yazıyı bir daha okuyun. Muhtemelen Özkök, 8 Haziran günü sabah uçağı ile Paris'e hava almaya gider ve müzeler-şarap ve Paris geceleri ile ilgili yazılar yazar.
Cem Uzan'ı hatırlıyor musunuz? Genç Parti diye bir parti kurdu. İlk seçimde öyle vaatlerde bulundu ki birçok insanı kandırıp, sanırım yüzde 8 düzeyinde bir oy aldı. Uzan'ın kampanya reklamcısı şimdi CHP'nin reklamcılığını yapan Ali Taran'dı. Ali Bey, bugün CHP'ye yaptırdığı çılgın ve ölçüsüz vaatleri o gün Cem Uzan'a yaptırmıştı. Şimdi Genç Parti'nin tabelası bile ortada kalmadı. Kılıçdaroğlu, popülizmde sınır tanımıyor. Demirel'in söylediği gibi iktidar partisi ne veriyorsa ben beş katını vereceğim, diyor. Başınızı iki elinizin arasına alın ve sakin kafayla düşünün. Ülkenin toplam bütçesi 470 milyar lira. Kemal Bey'in vaatlerinin toplamı 160-170 milyar lira düzeyinde. Yani bütçenin üçte biri bu vaatleri ancak karşılıyor. Peki, pratikte bu mümkün mü? Beyni çalışan, birazcık maliye ve ekonomi bilen herkes "bunun yapılması mümkün değil" diyor. Peki, yapılırsa ne olur? Türkiye 1.5-2 yıl içinde ekonomik krize girer. Cari açık artar. Türkiye borç için IMF'nin kapısına dayanır. Başbakan Davutoğlu'nun deyimiyle "Ekonomi için en büyük risk akıldışılıktır. İddia sahibi olmak başka bir şey, hayalcilik başka bir şey."  "İki anahtar vereceğiz, mazot 1 lira olacak" diyenlerin adı bile hatırlanmıyor. Millet, onların yüzünden mevcut anahtarlarını kaybetti. Bırakın 1 liraya mazot almayı parasıyla bile mazot bulamadı, günlerce mazot kuyruğunda bekledi.
Sevgili okuyucularım, AK Parti'nin çözüm süreciyle ilgili planı-programı seçim beyannamesine kondu. 7 Haziran'dan sonra da çözüm sürecinin kararlılıkla sürdürüleceği, bu sürecin güvence altına alınacağı, kalıcı huzurun tesis edileceği vurgulandı. Beyannamede, bu sürecin AK Parti için ne anlamlara geldiği açık-seçik bir şekilde ifade edildi.
Biz seçim çalışmaları nedeniyle sabahtan akşama kadar vatandaşın içindeyiz. Vatandaş AK Parti hükümetlerinden memnun. Günlük hayatın akışına ait ufak tefek sıkıntı ve şikayetleri var. Biz bunları ilgili belediyelere ve AK Parti'nin ilgili kurullarına iletiyoruz. Emeklilere sağlanan imkanların biraz daha artırılması, belediyelerce alınan "asfalt bedeli" uygulamasının gözden geçirilmesi gibi talepler ile arsalara ve binalara yönelik vergilerin yüksekliği gibi şikayetler alıyoruz. Bu şikayetleri de incelenmek-değerlendirilmek üzere ilgililere aktarıyoruz.
Vatandaşa Kemal Bey'in uçuk kaçık vaatlerini sorduk. Yaşlı aksakal bir amcanın değerlendirmesi her şeyin özeti gibiydi; "Elimizdekileri almasınlar, biz onlardan bir şey istemiyoruz." Bir grup genç, "Kasada bir şeyler toplandı. Onu dağıtacaklar, yiyecekler. Faiz lobisine kasanın, hazinenin anahtarını verecekler" dedi. Gerçi HDP vaatlerde Kılıçdaroğlu'nu da solladı ama kimsenin bunları ciddiye aldığı yok. Vatandaş her şeyin farkında.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.