hayata dair...
Bir aydın, bir yönetici, bir eğitimci ne gibi şartlar, kurallar altında bulunursa bulunsun, çağının, ulusunun, içinde yaşadığı toplumun boyasını almaktan, değerlerini yaşamaktan kendini alamaz...
Bu onun tarihçe çizilmiş, belirtilmiş alın yazısıdır...
Büyük başlar çağlarının değer örgülerinde ancak "boya" değiştirebilirler; düzen, yapı değiştirmek yalnızca zamanın işidir...
Büyük insanların bu konudaki başarıları; gelecek için yeni değer örgülerinin çatılmasını sağlayan görüşleri, anlayışları ortaya koymak, gününün üstünden aşarak yarına uzanmaktır...
Onların çağlarında anlaşılamayışları zamanlarının değerlerini aşmaları yüzündendir... (...Lucretıus Carus)
bizimkiler
Eskişehir İhlas Yurdunda emeği geçen abilerimizden birinin babası vefat eder ve cenazeye katılmak için mağaza çalışanları koşturmaca içinde cenazenin kalkacağı camiye giderler...
Orada cenaze namazı kılınır ve defnetmek için köyüne doğru yola çıkılır...
Bir otobüs birkaç araba...
Neyse köye varılır ve cenaze defin için hazırlanır... Duanın sonunda, "Trafik kazasında ölen Oktay kardeşimizin ruhuna Fatiha" deyince bizim fedakâr ve cefakâr Halil ve Alp kardeşimiz aynı camiden kalkan ve tesadüf bu ki 2 köy arası olan diğer cenazeye katıldıkları anlaşılır...
Bahane olarak "Bütün arabalar aynı istikamete gitti amaaa" derler...
tuzaktan kumanda
(...KANAL D - Geniş Aile)
CEVAHİR: Uzaktan akrabasına 100 metreden fazla yaklaşmayan Ulvi...
...
KOYU BİLAL: Dikkat et, adam halı sahada babasını kaleye koyacak kadar kudret sahibi...
...
CEVAHİR'İN ANNESİ: Zaten acı acına geziyordu, oturunca açlık grevi oldu...
...
NAZAN: Bir gideyim şu çadırı dip bucak temizleyeyim hem mikroplar kırılır hem grev...
...
KOYU BİLAL: Bu halk proteinsizlikten fakir olduğunu unuttu, biraz protein alsınlar da fakirlikleri akıllarına gelsin...
...
CEVAHİR: Bedelsiz Ulvi, senle açlık grevine gidende suç, geberip kalacan başıma...
...
ZEKAİ: Keşke sen olsaydın yerimde... Ben senin beni sevme ihtimaline bahis oynadım kütük...
söz der ki
"-İnsanlar hayallerle sınırlıdır; hayaller ise sınırsızdır..."
(...Yeni bir projeye imza atarken ettiği müthiş S.Ö.Z.'leri)
temel'in yeri
Temel her zamanki gibi eve geç gelmiş... Şüphelenen Fadime, ceplerini kurcalarken iki sinema bileti bulmuş...
Temel'in karşısına dikilip;
"Bunlar ne" diye sormuş...
Temel kendini savunmuş;
"-Filmi o kadar çok beğendim ki; iki kere üst üste gittim..."
itiraf reyonu
(...isim: derya ...şehir: izmir ...yaş: yirmi altı)
Bir gün Konya'dan yatılı misafirler geldi... Gece geç saatlere kadar geçmişten muhabbet ettiler...
Ben de o zamana kadar zaten uyumuş oluyorum. Yazın vazgeçilmez, mavi, altında musluğu olan termoslardan kullanıyoruz...
Bir ara uyandım ve çok susadığımı fark ettim... Salona girdim ve musluğuna basarak bardağa su doldurmaya başladım...
Bakıyorum termostan su gelmiyor... Ben bu sefer iyice zorladım musluğu...
Zannettim ki termosta su kalmamış... İşte milletin koptuğu anı söylüyorum;
Ben uyku sersemliği içindeyken, su içmek için termosun düğmesine değil, 2 saat bardağı dayamış, televizyonun açma kapama düğmesine basıyormuşum...
Beni ablam uyandırdı... Tabii ki rezillik paçadan aktı...
(omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...)
kadınlar& erkekler
Dünyanın en kısa fıkrası;
"-İki kadın sessizce oturuyormuş... (Bitti)..." (...Aslı Büyüker'den)
İğnelik YAN ÇİZMEYİN
Yıllar yılı ülkede,
İstenen değişimdi...
Biz gelelim bekle de,
Diyenlere bak şimdi!
Yargı medya altı ok,
Oldu utanç duvarı...
Gün bugündür yârın yok,
Verilmeli ayârı!
Merhem olun yaraya,
Asılsız söz dizmeyin...
Gelin de bir araya,
İş yapın yan çizmeyin!..
> Sefa Koyuncu
sefa.koyuncu@tg.com.tr