Her krizi devletten beklemeyin...

A -
A +

GAARRRÇÇÇ: (Köşk'ün kapısı açılıyor, iç gıcıklayıcı bir ses) İçeriye başbakan ve bakanlar giriyor... ECEVİT: (Üzerinde beyaz çizgileri daha kalın mavili bir gömlek var) Sayın Cumhurbaşkanı, az yiyin de şu kapıları yağlayın... SEZER: (Kafa alaycı bir tavırla aşağı-yukarı sallanıyor. Zincir sallamaktan bıkmış ifadeyle) Oooo Bülent Bey... Hoşgeldiniz efendim... Binanaleyh Yalova Kaymakamı bile makamına oturdu... ECEVİT: (Magazinsel bir tavırla) Sizin modanıza uyduk sayın Sezer... Hani var ya Televole'de en beğenilenler listesinde birinci olan "Trafik lambalarında bekleme klibi"... SEZER: (Ortamı ciddiyete çekmek ister gibi) Ağaç ettin bizi burda iki saattir... Kararname olsa koşarak gelirsin di mi?... ECEVİT: (Sinir harbine ayak uydurarak) Bak bana el-kol hareketi yapma, hareketin başbakanını görürsün... SEZER: (Olay kopuyor) Ne yapacaksın, dövecek misin?... ECEVİT: (Kaybedecek şeyleri olduğu korkusuyla) Birlik ve beraberliğe en çok ihtiyacımız olan bir dönemde olmasak alırdım façanı aşağı ama... SEZER: Ihım ıhım... (En ciddileşen haliyle, kavga çıkarmak istermiş gibi Ecevit'e bir şey fırlatıyor) Konumuza gelelim diyeceğim ama siz yine geç kalacaksınız. Ne oldu bu yolsuzluklar ?... ECEVİT: (Yazılıdaki öğrenci gibi, şarkıdaki Azer Bülbül gibi, dahası Clinton karşısındaki Ecevit gibi tir tir... Susuyor ve ayağa kalkıyor...) SEZER: (Masadaki ciddiyetin ortasına karışık bir mizah serpiştirerek) Bari gelirken ışıklardan iki selpakçı çocuk getirseydiniz de, icraat hanenize birşeyler ekleseydiniz... ECEVİT: (Kapıyı açarken konuşmaya başlıyor ve merdivenlerden inerken hâlâ sesi duyuluyor) Sen var ya sen... Bittin olum sen... Seni kararname manyağı yapacağım... SEZER: (Arkadan salladığı tekmenin boşa gitmesine de kızarak) Yürrrrüüüü, tik arabası... (Ecevit Köşk'ün asansöründen inerken mecburen kriz düğmesine basıyor... Gerisini biliyorsunuz zaten) Diğer senaryolar• BELKİ DE:  Toplantı aslında yumuşak başladı. Ecevit yarış arabası sesi çıkararak Köşk'e girdi. Çaylar içildikten sonra, eski demir 5 bin liralığı kim burnuna sokabilecek diye iddiaya girildi. Ecevit bir ara hapşırdı ve ağzını kapatmadı. Bunun üzerine toplantıya katılanlar şaşırdı ve kafalarından aşağı soğuk sular döküldü. Kimse "Çok yaşa" demeyince Ecevit kızdı "Beni istemiyorsunuz" diye odayı terketti. • VEYA:  Ecevit'in "Aria reklamlarını fırsat bilerek kriz çıkarıyorsunuz değil mi?... Haber gazetelerin birinci sayfasından yayınlanmayacak nasıl olsa" sözlerine Sezer, alaylı bir ifadeyle "Aria sevdamı dağlara yazarım, Aria gözümü kırpmam yakarım" cevabını verdi. Ecevit "Gözümü kırpmam diyerek tik'imle alay ediliyor" diye toplantıdan çıktı... • YA DA:  Sezer tartışmanın spora sıçradığı bir anda Ecevit'in "Ne oldu sizin Beşiktaş'a?... Bu işler Köşk'teki çaycıları azaltmayla bitmiyor. Rize çayını azaltmak lazım" sözlerine çok sinirlendi. Rizeli Mesut Yılmaz'ın gülmesi üzerine küplere binen Sezer, "Beşiktaş sen bizim herşeyimizsin", "Yönetim istifa" ve "Pascal bizi diskoya götür" tezahüratları ile toplantıyı bitirdi. • YOKSA:  Ecevit'in mizah anlayışına güvenerek, "Sana bir fıkra anlatayım mı" diye soran Sezer, başbakan "Anlat" dedikten sonra, "Anlat demekle olmaz, sana bir fıkra anlatayım mı" diye soruyu uzattı. Dalga geçildiğini anlayan Ecevit, karşı atağa geçti ve Sezer'e "Aklından bir sayı tut" dedi. Tehlikeyi sezen Sezer, "Yok yaa... Ben aklımdan sayı tutayım da, siz şartlı salıverin di mi" diyerek oyunu bitirdi. BİZİMKİLER  Daha önce "Evlilik mi?... Bana göre değil şekerim" diyenlerin Nikah Dairesi raporlarını sunuyoruz;  İhlas Magazin Grubu'ndan Mustafa Aktaş, Fatma Didem Ekinci ile nişanlandı... (Cuma maçlarını etkilemesin haa)  Türkiye Çocuk Dergisi'nden Belgin Önder, Baskın Tuncer ile evlendi... (Davet bile etmedi)  Eski mesai arkadaşımız Şeyma Dilek Deniz, Erdinç Öztürk'le dünyaevine girdi... (Gittik, nikah şekeri bile vermediler) Sportif andımız... DİGİTÜRK'üm... Doğruyum... Çalışkanım... Yasam; ÜÇ BÜYÜKLER'i korumak, Diğerlerini çok sevmektir... İlkem; yükselmek, çok para kazanmaktır... Ey bu fırsatları bize tanıyan Ulusoy Haluk; Açtığın yolda, gösterdiğin amaçta Hiç durmadan kazanacağıma and içerim... Paracıklarımız Türk Futbolu'na armağan olsun... (Mustafa Özkeçeci) HAFTANIN HATIRLATMASI "Felaketin bir iyiliği varsa, hakiki dostlarımızı tanıtmasıdır..." (Balzac) TEMEL'İN YERİ Trafik memurları karşıdan gelen Temel ve Fadime'yi çevirmiş. İkisinin kemerlerini de takılı görünce tebrik etmiş; -Bugün yaptığımız kontrolde tek emniyet kemerini takan çift sizsiniz. Bu yüzden 500 milyon ödül veriyoruz. Bu parayla ne yapmayı düşünüyorsunuz beyefendi?... "-Ne yapacağım hemen gidip kendime ehliyet alacağım..." -Nee... Ehliyetiniz yok mu?... Fadime olayı toparlamak için atılmış; "-Kusura bakmayın memur bey, Temel içince ne dediğini bilmez..." -Nee... Bir de içkili misiniz?... Arka koltukta oturan yaşlı Dursun öne doğru eğilmiş; "-Ben demiş idum çalıntı arabayla yola çıkmayalım başımıza bir iş gelir diye..." Memur neye uğradığını şaşırmışken, bagajdan atlayan İdris koşarak gelmiş; "-Ne oldu?... Geçtik mi sınırı ?..."

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.