tuzaktan kumanda

tuzaktan kumanda (...LİG TV - Maraton) ŞANSAL BÜYÜKA: Geçen G.Birliği'nin atağını kesmişti hakem, maçı bitirdi hocam... ERMAN TOROĞLU: Küçükler hücum ederken sünnetlik saat, büyükler hücum ederken baba saat, kronometreli saat... sizinkiler... Markete gidilecektir ve annem beşinci kattan bana para atacak... "Anne mandalla at" diye akıl veriyorum... Sevgili anneciğim 50 YTL'nin içine mandalı dürüm yapıp aşağı atıyor... (...Mustafa Taşçı'dan) tebeşir tozu "-Bu dünya renkli bir gölge gibidir... Onun peşine düşersen kaçar... Sen kaçarsan, o sana koşar..." (...Montaigne) itiraf reyonu... (...isim: merve ...şehir: ankara ...yaş: onsekiz) Kurs gezisi için 4 kız kuzen; sirke gitmek için yola çıkar... Otobüste oturacak 2 yer vardır, güya birbirinizden ayrılmamak için oturmazsınız... Otobüs çok ani bir fren yapar ve ister istemez peşpeşe, yere yıkılırsınız... Kalkalım derken tekrar düşersiniz... Gülersiniz ama herkes de size güler... Çok güler, rezil olursunuz... (omer.soztutan@tg.com.tr - itiraf edin, rezil edelim...) Temel'in yeri Küçük Temel'in komşularının bir bebeği dünyaya gelmiş... Ama ne yazık ki minik bebeğin kulakları yokmuş... Bebeği ailece ziyarete giderlerken bu üzücü durumu patavatsız oğlu küçük Temel'e anlatan babası, "Sakın ama sakın bebeğin bu kusurundan bahsetmeyeceksin" diye tembih etmiş; "Bırak bahsetmeyi, ağzından 'Kulak' kelimesi çıkarsa seni mahvederim..." Bebeğin yanına çıkmışlar, Temel bebeğe yaklaşmış, "Ne güzel bir bebek" demiş... "Teşekkür ederim" demiş bebeğin annesi... Temel devam etmiş; "-Minik ayakları, minicik elleri, ne de güzel gözleri var... Görebiliyorlar mı bari?..." "Evet" demiş bebeğin annesi, "-Doktor gözlerinin sağlam olduğunu söyledi..." "Harika" demiş Temel; "-Eğer gözlük takmak zorunda olsaydı ayvayı yemişti..." hayata dair... > Umudun tanımına giren iki şey vardır: Zaman ve gelecek... Umut ne dündür, ne de şimdi... O hep yarınlarda yaşamayı sever... > Asılmakta olan kişinin bile, ip kopacaktır diye bir umudu vardır... > İnsan için, hayatı akışına bırakmak; çabasız, amaçsız ve atılımsız duruma gelmek demektir... > Hiçbir zaman olamayacak bir şeyi ısrarla umut etmek, insanı devamlı bir karamsarlığa sürükler... > Umut; umut edilen şeyin, olabilirliği oranında mutluluk kaynağı olur... > Umut; büyük bir canlılık, duyarlılık ve olumlu düşünce üretimiyle oluşan bir değişim isteğidir... > Umut; varlıklı bir kişi için belki, yemeğin üstüne yediği tatlı olabilir... Ancak bir yoksul için kuru bir ekmek parçasıdır da... > Yaşanan gün nasıl olursa olsun, beklenen gün her zaman daha güzeldir... Çünkü insanın geçmişi hep kayıplarla, geleceği de hep umutlarla doludur... > İyice düşünüp karar verin... İstediğiniz nedir?... Silik, beklentisiz, havanın esişine, suyun akışına bırakılmış bir hayat mı?... > Umut bir yerde de duyulan değişim isteğidir ve insanın yarınlarına borçlanmasıdır... (...Hanri Benazus) S.Ö.Z. der ki; "-Çektiğiniz acılar, alacağınız derslerin taslağıdır..." (...Kimse dinlemese de ısrarla anlatmaya çalıştığı müthiş S.Ö.Z.leri) sağdan - soldan... (...İstanbul - Cafe İsmi - Murat Berber) "-YIKILDIK İKİ GÖZÜM KAFE..." ... (...Erzurum - Kamyon Arkası - Abdullah Gündüz) "-BENİM KOYUNUM ŞEHİRDEKİ KOYUNLA BİR OLAMAZ..." ... (...İzmit - Kamyon Arkası - Çiğdem Savaş) "-DÖNERİM DEDİYSEM DÖNERİM..." bizimkiler... Çay ikram eden Özel Hizmet'teki Recep Abi'-den limon istemişler... Mutfağa gidip bir müddet sonra hafif pörsümüş limonla gelmiş... Ama getirdiği limon içine sinmemiş... Almış, parmaklarıyla hafif sıkmış, burnuna götürüp koklamış ve geri götürürken söylenmiş; "-Abi bu ekşimiş... Sana başka getireyim..." kritik "-Küçük bir Ajda Pekkan olma hayalim var, gözüm onun yerinde... Ne gerekiyorsa o yoldan gideceğim... Estetikse estetik; çılgınlıksa çılgınlık..." (...Demet Akalın) JACK SPARROW: Ben dürüst değilim ve dürüst olmayan bir adamın dürüst olmayışına her zaman güvenebilirsiniz... Dürüstçe söylüyorum bunu... (...Karayip Korsanları filminden)