tuzaktan kumanda
(...LİG TV-Maraton)
ERMAN TOROĞLU: Bir şarkı var ya 'Beyoğlu'nda gezersin, gözlerini süzersin'...
Gezersin de nah gözlerini süzersin... Taşlar yağmur yedi mi, taşın da kenarına bastın mı, gözüne kadar su içinde kalıyorsun...
***
(...STAR-Desti İzdivaç)
ESRA EROL: Telefonda bir amcamız var, bakalım o ne istiyor?...
AMCA: Ben çok aradım kızım, düşüremedim hiç... Ben düşürünce stüdyoda kim varsa onunla evlenecektim, oradaki bayana talibim...
***
(...STAR-Popstar Alaturka)
ARMAĞAN ÇAĞLAYAN: Ünlü olunca mutlaka egom şişmiştir yani... Hatta ilk ünlü olduğumda doktoruma gidip 'Şu egoma bir bakalım, çok şiştiyse törpüleyelim. Ortada yürüyen bir ego halinde dolaşmak istemem' demiştim."
*İğnelik...
FIFA'LIK
Fikstür tamam çocuklar,
Saha ise nizâmi...
Kural dersen o da var,
Performanssa azâmi!
Oyun devam ederken,
Hasetçiler yetişti!
Takım gole giderken,
Birden kural değişti!
Jüri sahaya daldı,
Takıp cübbe yakalık!
Hakem düdüğü çaldı,
Oldu bu maç FIFA'lık!
(...Sefa Koyuncu)
tebeşir tozu
"-En insani davranış, bir insanın utanılacak duruma düşmesini önlemektir..."
(...Nietzsche)
kadınlar&erkekler
(...Mesleklere göre "Aşk Nedir?..." Mavi Boncuk gönderdi)
"AŞK istenerek vücuda girmesine izin verilen bir hastalıktır"
demiş öğrenci...
"Kimsenin tedavi olmak istemediği şey nasıl hastalık olur"
demiş doktor...
"AŞK, olsa olsa bir sanattır"
demiş ressam...
"Bu nasıl sanat ki, izleyicisi yok... Sadece iki kişilik"
demiş aktör...
"AŞK olsa olsa bilimdir"
demiş asistan...
"Böyle bilim mi olur?... En başarısız öğrencim bile başarıyor da ben sınıfta kalmışım"
demiş profesör...
"AŞK, uğrunda mücadele ister... Aşk emek vermektir"
demiş işçi...
"Nasıl emekse bu... Bizim patron bile onun tarafını tutuyor"
demiş mühendis...
"AŞK olsa olsa karşılıksız vermektir"
demiş savcı...
"Biri, bir başkasına bir şey veriyorsa rüşvet de olabilir"
demiş avukat...
"İki taraf da razı ise bu bir sözleşme sayılır"
demiş yargıç...
S.Ö.Z. der ki;
"-Aşkın 3 kuralı sevgi, saygı, hoşgörü... Evliliğin 3 kuralı; sabır, sabır, sabır..."
(...Güldürürken, düşündü-
ren biraz müthişi
aşan S.Ö.Z.leri)
ayaküstü...
Dilem Yayınevi Genel Yönetmeni Hüseyin Erkan'ın CHP gerçeğini anlatan uzun yorumundan birkaç satır alıntı yapabiliyorum ancak...
Dün e-postama düşen o güzel yoruma biraz haksızlık olacak tabii;
...
Ne yalan söyleyeyim, valla ben de eskiden öyle zannederdim.
CHP ne yaparsa iyi, güzel; CHP'liler ne söylerse doğru ve gerçek.
Öteki partiler, öteki partililer mi dediniz?
CHP dışındaki tüm partiler yanlış yapıyorlar, yanlış politikalar uyguluyorlardı bana göre.
"-Allah Allah!.. Nasıl olur da, koskoca adamlar, bu gerçeği göremezler" diye soruyordum kendi kendime ve hayret ediyordum.
Şaka maka, 1957'den bu yana tam 40 yıl, her seçim öncesinde:
"Mutlaka CHP kazanır bu kez!" dedim.
Demesine dedim de yanıldım her seferinde.
On yıl var ki, yanılmadım; yanılmıyorum artık.
Neden mi?
Halkımızı kendi yerime koyarak değil, kendimi halkımızın yerine koyarak düşünmeyi öğrendim de, ondan.
Köyde yaşayan bir insan olsaydım.
Tarım ve hayvancılıkla uğraşsaydım.
Ortaokulu bırakın, ilkokulu bile bitirme şansını yakalayamasaydım.
Kasabada ya da kentte bir küçük esnaf olsaydım.
İşçi olsaydım.
Hele hele işsiz olsaydım!..
CHP'ye verir miydim ben oyumu?
hayata dair...
Doğum günü partilerinden söz ettiğimde beni ilgiyle dinlediler...
Onlara pastayı, şarkıları, armağanları ve her yıl bir adet artan mumları anlattım...
"-Bunu neden yapıyorsunuz" diye sordular;
"-Bizler için kutlama, özel bir durumu gerektirir... Yaşlanmanın nesi özel anlayamadık?... Bunu sağlamak için bir çaba göstermeyiz ki; bu kendiliğinden olur..."
"Peki" dedim ben de,
-Sizler neyi kutlarsınız?...
"-Daha mükemmel olmayı... Bizler eğer geçen yıla göre daha iyi, daha bilge olmuşsak bunu kutlarız... Bunu da ancak sen kendin bilebilirsin ve kutlama partisinin ne zaman yapılabileceğini sen söylersin..." (...Marlo Morgan)
Temel'in yeri
Temel idama mahkum olmuş;
"-Son bir dileğin var mı" diye sormuşlar... "Yok" demiş...
İpi kafaya geçirmişler ve sandalyeye vurmuşlar...
Temel "Uy... Uy..." diye bağırmaya başlamış...
Bir dileği var herhalde diye asmayı bırakmışlar...
Temel demiş ki;
"-Son bir isteğim var... İpi biraz gevşetin..."
bizimkiler...
(...Bizimkiler'in "imalı" haber bülteni)
Robot satışından istediği verimi alamayan Mahmut, bamya satışına başladı...
Mahmut'a Şevket Abi'nin aracılığı ile birinci kat kafeteryasından ulaşabilirsiniz...
...
İnternet bankacılığı konusunda uzmanlığını her fırsatta dile getiren Bilgehan'ın,
Hesap numarası yerine Multinent kartın numarasını girmesi şaşkınlığa sebep oldu...
...
Bizimkiler köşesinin yeni yayın ilkeleri belli oldu... "Araştırmadan bomba yayınlanmayacak...
Bombalar yayınlandıktan sonra araştırılacak" maddesi eklendi...
kritik
"-Serdar Bilgili başkan küfürlerle gittiğinde ben bu şekilde değil, seçimle gideceğime dair söz verdim... Ben sevilmek değil, savaşmak için başkan oldum..."
(...Yıldırım Demirören)
ROBERT DE NİRO: Bir geceliğine kral olmak, ömür boyu budala olmaktan iyidir..."
(...The King Of Comedy filminden)
