tuzaktan kumanda
(...Dizilerdeki ramazan bombaları)
"Bir Varmış Bir Yokmuş" dizisinde Bahtiyar kasabaya geldiğinde Sabri, "Yoldan gelmişsindir, bir yemek yiyelim" diyor...
Bahtiyar, "Önce bir şekerli kahve içelim, arsayı görelim, sonra yeriz" diye cevap veriyor.
Arsayı gördükten sonra ise "Haydi iftara yetişelim" diyorlar...
***
"Akasya Durağı"nda iftar saati gelmiştir... Duraktakiler iftar açmak için ezanı bekliyorlar...
Ama dışarısı zifiri karanlık... Yani iftar vakti geçeli en az 3 saat olmuş...
Çünkü şu anda iftar İstanbul'da 19.30 civarında açılıyor.
Hava da henüz kararmamış oluyor...
*iğnelik...
GÜL VER
Güzel bir dünya için,
Gel canlara sen el ver...
Garipler olsun gülçin,
Kenarda durma bel ver!
Bir bahçede kuru dal,
Istıraptır görene...
Tebessüm et gönül al,
Cömert derler verene!
Medeniyet birliktir,
Söndür alevi kül ver...
Sevgi sebât biriktir,
Diken yerine gül ver!
(...Sefa Koyuncu)
tebeşir tozu
"-İnsan yalnız yüreğiyle doğruyu görebilir... Asıl görülmesi gerekeni gözler göremez..."
(...Antoine De Saint)
hayata dair
Sevgiyle ilgili en iyi önerim çok basittir:
Bir kişiyi seviyorsanız bunu ona söyleyin...
Çoğu kez bunu beceremeyiz...
Bunun yerine o kişinin bunu bildiğini veya duymaya ihtiyacı olmadığını düşünürüz...
...
Güzel şarkıcı ve oyuncu Mary Martin, Oscar Hommerstein'in müzikallerinden birinin galası için sahneye çıkmak üzereydi...
Tam o sırada, kansere yakalanmış ve hastalığının son dönemini yaşayan Hommerstein'dan bir mesaj aldı...
Şöyle yazıyordu:
...
"Bir zil, sen onu çalana dek zil değildir...
Bir şarkı, sen onu söyleyene dek şarkı değildir...
Sevgi kalbine, orada durması için konmadı...
Sevgi, sen onu dağıtana dek sevgi değildir..." (...George Shinn)
bir yaş daha büyütenler
Evlendiklerinde kendisinin 14, eşinin ise 27 yaşında olduğunu anlatan Hasan Yarıcı, "Ben çocuk sayılacak yaştaydım. Kızkardeşim, eşimin erkek kardeşiyle evlendi, başlık parası vermediler. Biz de berdel yapmak zorunda kaldık. Yani, ben, kızkardeşimle evlenen kişinin kardeşiyle benden 13 yaş büyük olmasına rağmen evlendim. Para da ödemeden aldım" dedi.
Hasan Yarıcı, şimdi ikinci eşi için 15 bin YTL başlık parası biriktirmesi gerektiğini söyledi.
Yarıcı, "Gelecek sezon Çukurova'ya geldiğimde yanımda ikinci eşim de olacak. Hep beraber yine omuz omuza vererek çalışacağız" diye konuştu.
sağdan-soldan
(...Bursa - Kartvizit - Yunus Emre)
"-İsmail Hakkı Gürbüz... Zeki Müren Tarzı Türk Sanat Müziği Sanatçısı..."
***
(...İstanbul - Gazete İlanı - Ali Taşdelen)
"-Ayakkabı fabrikasına 37 numara giyen bayan..."
***
(...Ankara - El İlanı - Yılmaz Can)
"-Erkek öğrenciye kiralık daire. Terminal karşısı Kayalar Erkek Kız Yurdu üstü..."
aynı o hesap...
Hikâye eski, ama bugünlerde "Gak-guk" edenler çoğaldığı için sırıtmayacak...
Bir grup üniversite öğrencisi, 'Denizli'de araştırma yapmak için kamp kurmuş...
Yakınlarına tüneyen bir Denizli horozunun sabahın erken saatlerinde yüksek sesle ötmesinden çok rahatsız olmuşlar...
Sabahın köründe ortaya çıkan horoz, önce dikleniyor, sonra dakikalarca ötüyormuş...
Tabii ekipte ne uyku, ne de huzur bırakmıyormuş...
Sonunda sabırlar tükenmiş...
Susturmak için başlamışlar horozu kovalamaya... Horoz önde... Gençler peşinde...
Mahalle arasına dalmışlar... Kovalamacayı gören, fakat bir anlam veremeyen yaşlı dede, seslenmiş:
"-Hey, evlatlar... Bu zavallı horozu niye ürkütüyorsunuz?..."
-Dede, sabahın köründe ötmeye başlıyor, kampı ayağa kaldırıyor. O yüzden başını keseceğiz...
"Yazıktır evladım yapmayın" demiş ihtiyar, bırakın, ben onun sesini keserim, bir daha da rahatsız etmez sizi...
Gençler bunun üzerine kovalamayı bırakmışlar.
Ertesi sabah, hafif "Gak-guk" sesleri dışında horozdan kayda değer hiçbir ses çıkmadığını görünce de şaşırıp dedeye koşmuşlar:
-Yahu dede, ne yaptın da bu horozun sesini kestin?...
İhtiyar gülmüş:
"-Arkasına zeytinyağı sürdüm... Horoz kabararak ötmeye yeltendiğinde, gerisi tutmuyor ki kuvvet alsın... Ancak 'Gak-guk' edebiliyor..."
Kıssanın hissesini şöyle değerlendiriyorlar:
Arkan sağlamsa, istediğin kadar kabarır, diklenir, sözünü dinletirsin...
Arkan bir gevşemeye görsün, ancak 'Gak-guk' edersin...
Temel'in yeri
Temel, Fadime'yi istemiş ama ailesi kabul etmemiş... Son çare olarak kaçırmış...
Fadime'nin ailesi, kızlarının gönüllü kaçtığını bildikleri halde Temel'i mahkemeye vermiş...
Olayın mahiyetini öğrenmek isteyen hakim, mahkemede Fadime'ye sormuş:
-Kızım söyle bakalım. Sen rızanla mı kaçtın?...
"-Yok hakim bey; Rıza'yla değil, Temel'le kaçtım..."
S.Ö.Z. der ki;
"-Aşk mutluluk kredisidir... Ödemesi gecikince faizi katlanır..."
(...Bitirdikten sonra
ellerini ovuşturduğu
müthiş S.Ö.Z.leri)
bizimkiler...
(...Bizimkiler'in telaffuz hataları)
Hüseyin: Mevsim anormallerin üstüne çıktı...
...
İsmail: Az gittik, uz gittik, bir mercimek boyu yol gittik...
...
Turgay: Ayrandan ağzı yanan sütü üfleyerek içer...
...
Cem: Bu bilgisayarın fareciği yok mu?...
...
Talip: Ne demiş atalar, ilim Pekin'de olsa gidin alın...
kritik
"-Emre bir hareket yapmış ama basın büyüklük gösterip onu affetmeli... Emre G.Saray'a transfer olsaydı bu eleştiriler olmayacaktı... G.Saray kalemleri kasıtlı yapıyor bunları..." (...Aziz Yıldırım)
"-Yaşadıklarım bana şunu öğretti; Başarısızlık ve acı, kesinlikle zaferden daha güçlüdür..." (...Frida filminden) 