Milli-Gayri Milli Saflaşması...

A -
A +
Türkiye zor bir sürecin içine sokulmaya çalışılıyor. Yine kumpaslar, yine piyonlar, yine provokasyonlar yine sahte aydınlar ve yine ülke ve millet bütünlüğünü hedef alan senaryolar sahnede. Herkes rolünü oynamaya çalışıyor. Oyunun hedefi Türkiye...Türkiye'nin istiklali ve istikbali...

Türkiye'yi Suriyelileştirme en çok arzu edilen süreç. Bir evi öbür eve düşmanlaştırma hevesi. Ortak tasa da, ortak kaderde buluşan Millet olma şuurunu zedeleme, tıpkı Ortadoğu'da yaşatıldığı gibi etnik ve mezhepsel boğazlaşma tuzağına çekebilme çabası. Topyekûn bir stratejiyle, bir yandan terör saldırılarını tırmandırmak diğer yandan halk üzerinde korku, gerilim ve panik atmosferi oluşturarak iç savaş provaları geliştirme gayreti. Halkın şehitlerine sahip çıkma ve terörü lanetleme duyarlılığını da terörize etme hevesi ve halkı terörle karşı karşıya getirme ve kardeş kavgası tezgâhlama gayreti.

Tüm bunlar Türkiye üzerinde oynanan oyunun başarılması ve sonuçlanması için gayretlerin toplamı.

Çözüm sürecinde alınan mesafeye, yılların kimlik bunalımının aşılmasına, inkarcı hiçbir uygulamanın ve yaklaşımın kalmamasına, demokratikleşme adına son derece kıymetli kazanımların elde edilmesine rağmen neden bu oyun yeniden sahnelenmek isteniyor? Neden PKK terör örgütü terör eylemlerini sonlandırmıyor? Neden HDP aldığı oy oranı ve elde ettiği milletvekili sayısının kıymetini bilerek tüm Türkiye'yi kucaklayan siyaset aktörü olmak yerine yine Kandil'in vesayeti altında, terör örgütüyle organik bağını kopartamıyor, siyasetinin sırtını terör örgütüne yasladıklarını söylemekten çekinmiyor? Neden 90'lı yıllar benzetmesi yapılarak ve o dönemin koşulları ve devletin yanlış uygulamaları hatırlatılarak bugün PKK terör örgütünün sorgulanması engelleniyor, âdeta meşrulaştırılıyor? Neden bugün devletin her karış toprağını korumak ve her ferdinin güvenliğini sağlamak adına teröre karşı verdiği mücadele, Kürt halkına karşı açılan savaş gibi gösterilmeye ve bunu da AK Parti'nin ve Cumhurbaşkanı'nın isteğiyle yapıldığına dair kara propaganda yapılmaya çalışılıyor? Neden barış ortamını her fırsatta bozanın PKK terör örgütü olduğu, çözüm sürecinde hiçbir şekilde silahları bırakmaya yanaşmadığı ve terör eylemlerine devam ettiği gerçeğinin üzeri örtülmeye çalışılıyor? Çözüm sürecinde ve seçim atmosferinde HDP barış maskesi kullanırken, bazı il ve ilçe merkezlerinde şehirler silah ve patlayıcı depolarına dönüştürülmeye, kurtarılmış bölgeler tayin etmeye ve topyekûn terör stratejisi hazırlığı yapmaya çalışıldığı bugün neden gözden uzak tutulmaya çalışılıyor?

Tüm bu soruların cevapları Türkiye'nin bugün aldığı mesafede saklı. Aslında aldığı bu mesafeyle Merkezi tahkim edenlere verdiği rahatsızlıkta saklı. Nedir bunlar? Sıralayalım...
1.Herşeyden önce onlarca yıldır Türkiye'nin boynuna geçirilmiş IMF kemendini kopartmanın rahatsızlığı...

2.IMF vesayetinden kurtulmanın özgüveniyle, yüksek teknolojili katma değeri yüksek ürün desenini artırma ve buna dayalı milli sanayi stratejisini uygulama kararlılığı ve bu zeminde savunma sanayiinde alınan mesafenin rahatsızlığı...

3.Ve yine aynı özgüvenle NATO ülkesi olsak bile, ülke ve millet çıkarları söz konusu olduğunda teknoloji transferi yapabilme gayesiyle Çin ile Füze Savunma Sistemi konusunda ortak zeminde buluşabilmesi ve bugüne değin NATO müttefiklerinin Türkiye'yi teknolojiden uzak tutarak kendilerine bağımlı silah pazarı yapılmaktan uzaklaşma hedefinin verdiği rahatsızlık...
4.Önümüzdeki 25 yılda milyarlarca dolar enerji kaynağı yeteneğine sahip Karadeniz-Hazar-Doğu Akdeniz-Basra Körfezi dörtgeninin merkez ülkesi olmasının sonucu olarak Türkiye'nin bu bölgenin tüm enerji denklemlerinde oyun kurucu olmasının verdiği rahatsızlık...
5.Tıpkı Kuzey Irak'la yapılan enerji anlaşması gibi, çevre ülkelerle yeni enerji projelerinin devreye girmesinin verdiği rahatsızlık...(Bu noktada hatırlanması gereken bir gerçek var. Mısır'da seçimle işbaşına gelmiş Mursi'nin daha önce İsrail ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimiyle yapılmış olan Doğu Akdeniz'de doğal gaz anlaşmasını bozması ve Türkiye'yle enerji zemininde ortak önemli adımlar atma hedefi ve bugün Mısır'da darbeci Sisi'nin yönetimi ele geçirdiğinde ilk iş olarak Mursi'nin iptal ettiği İsrail'le yapılan gaz anlaşmasını yeniden devreye sokması ve bugünlerde açıklanan Mısır açıklarında bölgenin en zengin doğal gaz yataklarının varlığının tespiti. Tüm bunlar gösteriyor ki; bölgede darbeler, terör, iç savaşlar ve her türlü şiddet, gerilim ve karmaşa enerji jeopolitiğinden bağımsız açıklanamaz.)

6.Başta Orta Doğu'nun mazlum milletleri olmak üzere, dünyanın tüm ezilen, horlanan, dışlanan halkları için dünyanın beşten büyük olduğunu her fırsatta dile getiren, mazlumların sorunlarını çözmek bir yana zalimlerin çıkarlarına hizmet eden sistemi her defasında sorgulayan bir Türkiye çizgisinin verdiği rahatsızlık...

7.Ve son olarak ve hepsinin özeti olarak; Türkiye'nin Türkiye'den yönetilme inancı, inadı ve kararlılığının verdiği rahatsızlık...

Esasen görülmelidir ki; tüm bu rahatsızlıklar bugün açık bir saflaşmayı oluşturuyor. Bu saflaşma; Milli-Gayri Milli saflaşmasıdır.

Bu ülkenin inancını, kültürünü, bereketini ve medeniyetini başı dik, onurla sonsuza kadar ve yükselen bir güç olarak savunan, bu toprakların evlatlarıyla dışarının uzantısı ve çıkarlarının bekçisi olan, ülkesinin toprağına, kurduna kuşuna, insanına, inancına, kültürüne bereketine yabancılaşmış, başkalarının mızrak ucu rolüne soyunmuş, devşirilmiş kimliklerin saflaşmasıdır...

Ve inancımız odur ki; her türlü maskeye, sahteliğe rağmen bu millet tüm gerçekleri görüyor...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.