Suriye ve kukla devletçikler tasarlayanlar…

A -
A +

Bugün olanca kuvvetiyle Orta Doğu'ya yönelen hamleler; aslında bitmeyen savaş olan Birinci Dünya Savaşının sonuçlarından bugüne yansıyan tortuların eseri. Etnik ve mezhepsel farklılıkları kalıcı çelişkilere dönüştürerek, sürekli gerilim ve çatışma atmosferini "Orta Doğu'nun kaderi" hâline getirenler yeniden sahne alıyor. Haritalarla oynamaya, yeni rejimler tasarlamaya ve Orta Doğu halklarının gerçek temsilini yok saymaya dayalı planlar yapılıyor, kumpaslar kuruluyor, yeni kuklalar üretiliyor. Âdeta doldur-boşalt tarzı bir yöntemle, ufaltılmış ülkelerden yeni kukla devletler tasarlayarak, Orta Doğu'da yeni bir atlas hazırlanıyor.

Bu çabaların merceğinde Irak ve Suriye öncelikli hedef durumunda. Libya, Yemen ve diğerleri de parçalanmanın kaçınılmaz coğrafi alanları olarak görülüyor. Yüzyıllık miras yeniden işletiliyor ve yine bazı etnik unsurlar üzerinden yürütülen oyunlar tasarlanıyor. Farklılıkları uzlaşmaz çelişkilere dönüştürerek, bölgede şiddet ve gerilimin tüm denklemleri kalıcı kılınmaya çalışılıyor.

Suriye ve Irak ortak kaderin ürünü olarak sorunları, çelişkileri ve üzerlerinde oynanan oyunlarla birbirine eklemlenmiş, devlet mekanizması çökmüş iki ülke durumunda. Hazar Havzası-Doğu Akdeniz-Basra Körfezi üçgeninin iki eksen ülkesi Irak ve Suriye; bugün küresel ve bölgesel aktörlerin stratejik hesaplarının av sahasına dönüşmüş durumda. İki ülke halklarının adalet ve asgari hukuk arayışı dinamitlenmiş, zulmün cenderesinde mazlumların geleceklerine ipotek konulmuştur.

Başkalarının çıkarlarının hizmetindeki mızrak uçları, halkların birlikte yaşama iradelerini yok ederek, küresel efendilerinin doymak bilmeyen sofralarına yeni yemler koyabilmenin çabasındalar. Suriye'de babadan oğula geçen baskıcı rejimin tüm mağdurları bir araya gelerek siyasi bir muhalefetin denklemlerini oluşturmaya çalışırken, bu zemini baltalayanlar, Suriye'nin toprak bütünlüğünün de ortadan kalkmasına yol açtılar. Bunun için yerel ortaklar da bularak, birlik adına ne varsa yok ederek, ülke topraklarında başkalarının mağduriyeti üzerinden alan hakimiyetleri kurarak, yeni kukla oluşumlar, tampon devletçikler, montajlanmış yapılar için adımlar atmaya başladılar.

Bugün Suriye'nin kuzeyinde yaşanan, bu sürecin ürünüdür. Ülkenin kuzey hattı boyunca adına kantonlar denilen ve alan hakimiyeti esasına dayalı olarak ve bölgeyi halklar üzerinden düşmanlaştırıcı refleksler besleyerek, etnik arındırmaya dayalı bir projeyi uygulamaya kalkmak, buraya kadar ifade ettiğimiz tüm hedeflerin toplamıdır. Her şeyden önce yerli bir tasarım değildir. Halkları birbirine kırdıran düşmanlaştıran, sömürgeci zihnin uzantılarının eseridir. PKK-PYD bütünleşmesiyle üstlenilen bu rol; "biji Obama" bağırışlarıyla bölgenin mazlum milletlerinden kopmanın, onları ayrıştırmanın ve hak, adalet arayışlarını baltalamanın gönüllü tercihidir.

Terör örgütlerinden müttefik devşiren küresel aktörlerin boyunduruğundaki bu girişim; enerji çıkarları üzerinden yeni haritalar oluşturma hamlesidir. Kürtler üzerinden oynanan bu oyun; tarihsel içerikli, stratejik hesaplı ve bölgede tüm mazlumları dayanışma içinde bütünleştirme çabasını yok etmenin planıdır. Suriye'nin kuzeyini, Irak'ın kuzeyiyle birleştirerek, Doğu Akdeniz'in yeni enerji jeopolitiğiyle buluşturmanın yolunu hedefleyen bu girişim; Türkiye'yi kuşatmaya, buna dayalı düşmanlaştırıcı atmosfer oluşturmaya ve Türkiye'nin iç barışını zedelemeye yönelik kışkırtıcı bir hamledir. Suriye'nin kuzeyinde oluşturulmak istenen yapı; Küresel aktörlerin, baronların güdümünde bölgede ikinci bir İsrail tasarımıdır. Bu yapı; içinde çelişkiler yumağı barındıran, Kürt-Türk-Arap-Acem gerilimleri üreten, bölgeye huzur, barış, hak ve adalet yerine, şiddet ve çatışma atmosferini yerleştirmenin oyunudur.

Ve bu yapı, içinden her daim uluslararası istihbarat networkünün geçtiği, küresel arzu ve heveslerin oyuncağı durumuna düşürülmüş ve bu haliyle Kürt halkına da huzur ve barışı asla sağlamayacak yapay bir montajlamadır. Zorlamadır, doğal değildir, halkların, mazlumların eseri değildir. Onların "kaderlerini belirleme" haklarının bir sonucu değildir.

Hiçbir yerli/millî hassasiyet taşımayan, ecnebi mikrofonların ittifak korosu devrededir. PKK/PYD terör örgütlerini meşrulaştırmanın gayreti had safhadadır. %70'i 15 yaşın altında binlerce çocuğu ailelerinden kopararak, zorla kaçırarak dağa çıkaranların sözde barış ve demokrasi konulu maskeli balosu sahnelenmektedir. Hedef Türkiye'dir. Türkiye'nin bölgede artan etkisini kırabilmenin, mazlum halklarla kurduğu dolaysız, sahici ve samimi bağın koparılması ve dolayısıyla bölge halklarının boyunlarındaki kementlerin sağlamlaştırılması hedefidir.

Ancak diliyor ve inanıyoruz ki; bu hedef tutmayacak, Türkiye için; "soldukça sulanmalıdır, yükseldikçe budanmalıdır..." diyenler başaramayacak.. Millet iradesi, kararlılığı, inanç ve direnci her şeyin üstesinden gelecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.