Yeniden seçimin farkı…

A -
A +
7 Haziran gecesi, seçim sandığından yeniden seçim sandığı çıktı demiştik. Zira muhalefet partileri, daha önce az rastlanan tarzda seçim gecesi AK Partiyle koalisyon yapmayacaklarını kesin bir dille açıklamışlardı. Muhalefet partilerinin de bir araya gelemeyecekleri ortaya çıkınca geriye sadece iki seçenek kalmıştı.  AK Parti-CHP ve AK Parti-MHP koalisyon seçenekleri.
Bahçeli hiçbir koalisyonun içinde olmayacaklarını ifade ettikten sonra geriye kalan seçenek, özellikle küresel çevrelerin de çok arzuladıkları AK Parti-CHP koalisyonuydu.

Bu arzunun özü ise; AK Partinin birçok stratejik tercihinden vazgeçmesi, ekonomi-politik çizgisinde ve hedeflerinde farklılaşma ve dış politika anlayışı ve stratejik iddialarından uzaklaşmasına dayalıydı. Bunun da mümkün olamayacağını her vesilede dile getirmiştik.
Geriye kalan tek seçenek, yeniden milletin hakemliğine başvurmak ve onun ferasetine, rasyonel davranış yeteneğine güvenmekti. Şimdi bu aşamadayız...

Millet olarak yeniden seçim yapacağız. Neler farklı olacak ve geçen süre zarfında yaşananların ışığında neleri yeniden değerlendireceğiz? Sıralayalım...

1.Her şeyi sadece Erdoğan karşıtlığına dayandırarak, gözlerini bununla karartıp başka hiçbir şeyi görmeyenlerin ülke yönetme yeteneklerini yeniden gözden geçireceğiz.

2.Bu noktada başta Almanya olmak üzere özellikle Batı ülkelerinin neden bu denli Erdoğan karşıtlığına odaklandığını daha net analiz edeceğiz.

3. Bu durumun; dünyanın sadece Batı'dan ibaret olmadığını, Asyalı güçlerle ve ülkemizin medeniyet havzasıyla sıkı ilişkiler geliştirebileceğinin ortaya konmasıyla ve buna bağlı olarak Türkiye'nin Türkiye'den yönetilme kararlılığıyla, yükselişiyle ilişkili olup olmadığını ortaya koyacağız.

4.Türkiye'nin IMF vesayetinden kurtarılmasının değerini anlayacak ve bundan rahatsız olanların çıkarlarını çarpıcı olarak tespit edeceğiz.

5.Türkiye'yi silah pazarı yapmak isteyenlere karşı milli savunma sanayinin gelişiminin önemini belirleyerek, NATO ülkesi olsak da gerektiğinde yani ülke ve millet çıkarı söz konusu olduğunda teknoloji transferi karşılığında Çin'le füze savunma sistemi konusunda anlaşma zemini kurabilme özgüvenine sahip olmanın anlamını ortaya koyacağız.

6.Millî-gayri millî ayrımının ne anlama geldiğini, mevcut saflaşmanın buna göre nasıl oluştuğunu tespit edeceğiz. Kimin ülke ve millet çıkarından yana kimin dışarının mikrofonu ve mızrak ucu olduğunu ortaya koyacağız.

7.Yabancı istihbarat servislerinin oyunlarının bozulmasının, emniyet ve hukuk bürokrasisi başta olmak üzere devlet mekanizmasında iradesini dışarıya bağlamış yapıların kılcallarına kadar tasfiye edilmesinin hayati değerini ve küresel baronların yerli uzantılarının etkinliğinin ortadan kalkmasının kıymetini belirleyeceğiz.

8.Sadece nihai mal üreten değil, ara mal üreten yani  yüksek teknolojiye dayalı katma değeri yüksek ürün üreten sanayi modeline geçişin gelecek nesillerimiz için değerini tespit edeceğiz. Bu noktada yerli otomobil markası üretmenin karşısında olan montajcıların, boyunlarındaki yabancı kementin tutsaklığının gereği olan kara propagandasının gerçek nedenlerini belirleyeceğiz.

9.Almanya gibi ülkelerin üçüncü havaalanı gibi şehir projelerinden dahi tedirgin olmasının ne anlama geldiğini ortaya koyacağız.

10.Başta Orta Doğu'da olmak üzere tüm mazlum milletlerin umut ışığı olmanın, sömürgeci güçlerin ve onların kukla yönetimlerinin değil mazlum halklarının yanında olmanın tarihsel sorumluluğunu belirleyeceğiz.

11. Teröre terör, terör örgütüne terör örgütü diyemeyenlerin maskeli balolarını bozan adımları atacağız.

12. Terör örgütü PKK'ya güzelleme yapanların, barışı kurşunlayıp, kirletenlerin maskelerini düşüreceğiz.

13.Uluslararası istihbarat networkünün içinden geçtiği Kandil'in vesayetinden kurtulmayanların, sahte söylemlerini ve silahın namlusunda maskeli siyasetlerini daha net tespit edeceğiz.

14.Bu ülkenin bir çakıl taşının yerinin değişmeden, bu toprakların öz evlatlarının birbirlerini ötekileştirmeden, yok saymadan sonsuza kadar birlik içinde yaşamanın iradesini yansıtan ve bu hâliyle de yerli olan çözüm sürecini, barış sürecini küresel   efendilerinin, baronlarının iradesiyle baltalayan kuklaların maskelerini düşüreceğiz.

15.Koalisyona yanaşmayanların, azınlık hükümeti seçeneğine destek olmayanların, geçici ve anayasal zorunluluk olan seçim hükümetine katılmayanların sistemi kilitleme ve buradan politik çıkar devşirme hesaplarına en uygun cevabı vereceğiz.

16.90'lı yılları hatırlatan, IMF-Dünya Bankasının görevli memurlarına yeşil ışık yakan, yeniden Kemal Derviş'lere bel bağlayanların küresel oyunlarını bozacağız.

Tüm bu değerlendirmeler zemininde oluşacak olan millet iradesi; geleceğin teminatı, istikrarı ve istiklalidir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.