Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın İstanbul Yenikapı'da gerçekleştirilen
"Milyonlarca Nefes Teröre Karşı Tek Ses" mitinginde
"Bu ülkede etnik kökeninden dolayı biz kimseyi dışlamadık, dışlamayız. Biz yaradılanı yaradandan ötürü severiz" dedikten sonra
"1
Kasım seçimlerinde TBMM'ye hangi partiden olursa olsun fark etmez, 550
tane yerli, millî, bedeni ve kalbiyle bu ülke için çalışacak
milletvekili göndermenizi istiyorum" dedi. Bu sözler
üzerine "yerli ve millî" kavramları, bilinçli veya bilinçsizce
çarpıtılarak etnik köken üzerinden tarifler yapılmaya çalışıldı ve buna
bağlı olarak ırkçı bir yaklaşımla nefret diliyle gazete manşetleri
atıldı.
Öncelikle ifade etmeliyim ki, "yerli ve millî"
kavramları; uzunca bir zamandır üzerinde durduğum konuyu farklı
veçheleriyle ele almaya çalıştığım, son derece önemsediğim ve bugün için
belki de her zamankinden çok daha fazla hassasiyet taşıdığına inandığım
kavramlardır.
Görünen o ki, bu kavramlarla gerçekte
anlatılmak istenenlerin yeniden irdelenmeye ihtiyacı var. Her şeyden
önce bu iki kavram, etnik aidiyetle ve buna bağlı farklılıklarla asla
açıklanamaz. Yerli ve millî olmanın ölçüsü, asla etnik köken değildir. O
halde ölçü nedir? "Yerli ve Millî" olmak nedir? Sıralayalım...
Yerli ve Millî olmak;
hangi etnik köken ve inanç aidiyetine sahip olunursa olsun esas olan,
yaşadığın topraklara ve onun değerleriyle yoğrularak kimliklenebilmek ve
insanlık dairesine bu değerleri taşıyarak kendi topraklarının kıymetini
temsil edebilmektir.
Yerli ve Millî olmak;
kendin olmak, başkalarının taklitçisi değil, kendi kültürünün temsilcisi
olmak ve onunla evrensel sahnede paylaşımcı olmak, evrensel düzeyde
onunla kültürel ve toplumsal alışverişe girebilmektir. Yerli ve
Millî değeri taşımadan evrensel sahnede yer tutabilmenin saygın
olabilmenin zorluğunu kavramaktır. Ve her taklidin aslını
güçlendirdiğini unutmamaktır.
Yerli ve Millî olmak;
kendi halkına ve değerlerine yabancılaşmamak, onun istikbali ve
istiklali için her daim her fedakârlığı yapabilmek ve bireysel
çıkarlarını ülke ve millet çıkarlarının önüne koymadan ülke ve millet
çıkarlarıyla buluşabilme bilincini, becerisini ve duyarlılığını
gösterebilmektir.
Yerli ve Millî olmak; ülke
ve millet bütünlüğünü esas alarak, farklılıklarımızı zenginliğimiz
sayarak, kimseyi ötekileştirmeden, yok saymadan aynı teknenin hamuru,
aynı bedenin ayrılmaz parçaları olarak, hep beraber Türkiye'yiz
diyebilmektir.
Yerli ve Millî olmak;
başkalarının oyununa gelmemek, hiçbir tuzağa düşmeden, dışarının
uzantısı, başka güçlerin çıkarlarının taşeronu, piyonu, oyuncağı, mızrak
ucu olmamaktır.
Yerli ve Millî olmak;
tarihten bugüne Alpaslan ve Selahaddin'in bugün yaşayan evlatları olarak
ortak yazgıda, ortak inançta, ortak değerlerde buluşarak Anadolu'ya
sımsıkı sarılmaktır. Ve Çanakkale ruhunu asla unutmamaktır.
Yerli ve Millî olmak;
ülkesini her türlü vesayetten uzak tutmak, dış güçlerin oyuncağı ve
maşası durumundaki taşeron örgütlerin tuzağına düşmemek, oynanan
oyunların farkına varmaktır.
Yerli ve Millî olmak;
hiçbir zalim güç karşısında eğilmeden, başı dik onurlu ve insanlık
adına tüm mazlumlarla dayanışmak, onlara nefes olabilmek, uluslararası
düzenin ikiyüzlülüğüne, çifte standardına hayır diyebilmek, dünyanın
beşten büyük olduğunu haykırabilmektir.
Yerli ve Millî olmak;
sahici ve samimi olmaktır. Çarpıtmadan, perdelemeden, algılarla
oynamadan, maskelemeden her şeyi adıyla çağırabilmek, her kavramı ve
olguyu yerli yerinde kullanabilmektir. Yani; Teröre terör, terör
örgütüne terör örgütü, sömürgeciye sömürgeci, darbeciye darbeci, zalime
zalim diyebilme samimiyeti ve cesaretini göstermektir.
Yerli ve Millî olmak;
ülkesi için çalışmak, IMF gibi küresel baronların kurum ve
uzantılarından, lobilerinden ülkesini kurtarmak, millî sanayisini
geliştirmek, yüksek teknolojiye dayalı ürünleriyle ve 2023, 2053, 2071
gibi uzun soluklu stratejik hedefleriyle gelişmiş ülkeler grubuna
katılma kararlığını göstermektir.
Yerli ve Millî olmak;
bir pergel gibi olmaktır. Bir ucuyla yaşadığı topraklara sımsıkı
bağlanmak, diğeriyle dünyaya açılmayı başarmaktır. Kendi değerlerini
koruyarak dünyayla hemhal olabilmektir.
Yerli ve Millî olmak;
tarihine sahip çıkmaktır. Tarihin çakılı bilgi yığını olmadığı, aslında
yaşayan değerler manzumesi olduğunu ve tarih bilincinin önemini
kavramak, genç nesillerle buluşmasını sağlamaktır. Bir gücün geleceğinden korkuluyorsa önce o gücün genç nesillerinin tarihle olan bağı kesilir gerçeğini bilendir ve buna izin vermeyendir.
Yerli ve Millî olmak; Türkiye için söylenmiş olan; "Soldukça sulanmalıdır, yükseldikçe budanmalıdır" beklentisini her daim hatırlamak ve bu beklentiyi boşa çıkarmak için her şartta yılmadan gereğini yapmaktır.
VeYerli ve Millî olmak; Türkiye'nin Türkiye'den yönetilme kararlılığını, inancını, inadını sonsuza kadar sürdürme yeminini etmektir...