Konuşabilenleştirdiklerimizden misiniz?

A -
A +

"Susan toplumun problemlerine çözüm üretemezsiniz..." Bu cümleyi nerede duyduğumu tam hatırlayamıyorum. Ancak yaklaşık beş altı yıl önce değişimle ilgili bir seminer tebliğinde olabilir. Duyduğumda tabiatıyla hemen bizim topluma uygulamaya çalışmıştım. 1960, 70, 80 tarzında on yıllık aralıklarla demokrasimizi belli sürelerle askıya almamıza sebep olan askerî harekâtların yaşandığı dönemlerde toplumumuz konuşamıyordu. Konuşuyordu da, "karnından" konuşuyordu. Devletin kesin vesayeti altındaki Radyo ve Televizyonlarla sadece devlet ve ona bir ölçüde hakim olan iktidarlar konuşuyorlardı. Halkın sesini duyurması için gerekli olan sivil toplum kuruluşları da tamamen politize aldukları için belli ideolojilerin borazanlığını yapıyorlardı. Halkın sesi değillerdi. Halkın sesi birazcık da kısık olarak kahvelerde duyulabilirdi. Ama kahveler yani kahvehaneler de ideolojik bölünmeden nasibini aldıkları için her ideoloji kendi kahvehanesinde konuşurdu. Yani fikirlerin ortaya atılıp tartışılması için gerekli olan "konuşma ortamı" yoktu. Fikirler ancak meydanlarda topluca haykırılır ve fikirler değil bedenler, sopalar, zincirler bazen de silahlar çatışırdı. Kanlı dönemler yaşamıştık. Her gün onlarca gencimizi kaybederdik. Bu mânâda "susan" bir toplum olduğumuz için problemlerimize çözüm üretemezdik. Bu yüzden ordu, kavgaları ayırmak üzere yönetime el koyardı. ? Konuşan topluma geçiş... O günlerde ordu mensupları hele hiç konuşmaz susarlardı. Onlar konuşmaya başlayınca demokrasi mecburen dururdu. 12 Eylül -hatası sevabı bir tarafa- akan gencecik kanları durdurduğu için milletçe hoş karşılanmıştır. Ayrıca Sayın Kenan Evren orduya konuşma geleneğini getirmiştir. Milli Güvenlik Kurulu, komutanlara fikir beyan etmeleri ve hükümete bu yolla tavsiyede bulunma imkânı sunması bakımından konuşan topluma geçiş sürecimizde önemli bir yer tutmuştur. Son olarak Genelkurmay Başkanı Sayın Özkök ilk olarak basının karşısına çıkıp, modern anlamda onlarla diyalog kurulması yolunu açmıştır... Bütün bunlar olurken son üç hükümet döneminde AB'ye uyum çerçevesinde çıkarılan birçok kurumla sivil kesim de biraz daha konuşabilir hale gelmiştir. ? Karından değil ağızdan konuşalım... Ne kadar az susup çok kunuşabilen toplum olursak o kadar çok ilerleyeceğimize inanıyorum. Zaten artık televizyon, radyo ve hele interneti susturmak da pek mümkün görülmediğine göre, bırakın insanımız karnından değil ağzından konuşsun...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.