Dağ ne doğurdu?

A -
A +

Önceki gün Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin ve Başbakanlık müsteşarı Ömer Dinçer tarafından kamuoyuna açıklanan Kamu Yönetimi Tasarı'nı dinledim. Türkiye'nin gündemini yıllarca meşgul eden ve AK Parti iktidarından ilk beklediğim reformlardan biri bu idi. Bunu AK Parti'nin başaracağına inanıyorum (dum). Çünkü AK Parti'nin başta Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere bu tasarıyı bizzat açıklayan yardımcısı Mehmet Ali Şahin bey gibi birçok yetkilisi yerel yönetimleri en iyi tanıyan ekip. Hatta tanımanın ötesinde bizzat yerel yönetimlerde başkan sıfatıyla veya başka alanlarda görev üstlenmiş kişiler. Şimdi ben böyle bir ekibin hazırladığı bu tasarıya dağ fare doğurdu demek istemiyorum. Ama sizce dağ ne doğurdu? Tasarıya ilk baktığımda öncelikle şunu anlayamadım. Belediyeye mi yetki devrediliyor, yoksa her bir il valisi 'süper vali' haline mi getiriliyor? Bu kanun taslağında sanki, çok önceden ANAP döneminde hazırlanan taslaktan kopyalar var. Valilere verilen bu yetkiler ilk başta ANAP'ın dernek ve vakıfları zapt-u rabt altına almak için hazırlamış olduğu yerel yönetimler kanun tasarısını çağrıştırıyor. Bunun daha ötesinde yerel yönetimlere yansıtılan, bu tabloda belediyeden çok İl Özel İdarelerine verilen bir yetki devri sözkonusu. Şimdi il özel idareleri'nin yapısını birçok vatandaşımız bilmez. Her seçim dömeminde il özel idaresine, İl Genel Meclis Üyeleri seçeriz ama ne yaparlar ne yapmazlar? Bu idarenin başının da atanmış vali olduğunu bilmeyiz. Şimdi demokratik bir açılımın yelkenleri iyice rüzgar almış iken, neden bu yetkiler seçilmiş başkana ve onun seçilmiş meclisine devredilmez? 50 yılda bir birazcık Yani bu yerel yönetim tasarısı güçlendirilmiş belediyeden çok, donatılmış valiler meydana getirmiyor mu? Benim tanıdığım Sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın yüz tane konuşmasını hemen ortaya koyabilirim, "Bu milleti atanmış valiler, bürokratlar değil, seçilmiş kişiler yönetmeli" diye başlayan. Ama nedense bu tasarıda bunun izlerini tam yakalayamadım. Evet bazı yetkiler 'süreç' içinde belediyelere devrediliyor. Ama burada şimdi oluşacak yapı kanımca kalıcı olacaktır. Daha bir dikkatle ve titizlikle hazırlanmalı diye düşünüyorum. Ayrıca bu tasarının sunumunu da yeterince güçlü bulmadığımı ifade etmek istiyorum. Çok değerli dostum Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin bey alınmasınlar, ama, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan iyi bir hatiptir, milletin dikkatini çekmekte son derece mahirdir. Böyle Türkiye gibi, kamu yönetimi 50 yılda bir, birazcık değişebilen ülkede, devrim niteliğinde sayılabilecek bir konuyu daha güçlü olarak görmek ve duymak isterdim. Sayın Müsteşar Prof. Dr. Ömer Dinçer'in tasarıyı sevimli hale getirmek için kendi şoförünün devlete maliyetini ön plana çıkarmasını da yadırgadım. Bence magazinleştirilmiş bir reform sunuşuydu. Halbuki bu alandaki tıkanıklıktan dolayı vatandaşlar burnundan soluyor. Sonuç: Satırbaşlarıyla kısmen eksik yönlerini göstermeye çalıştığım bu 'reform' niteliği taşıyan 'Kamu Reformu tasarısı ile ilgili daha çok şeyler yazılacak, konuşulacak. Bence çok büyük bir adımdır, atılımdır. Yerinden yönetimi güçlendirecek ve ülke yönetimini çok önemli şekilde değiştirecek olan 'Kamu Yönetimi Temel Kanun Tasarısı' resmi olarak önceki gün çiçek açtı Sevelim veya sevmeyelim ister kendi vatandaşının rahatı için, isterse AB istediği için olsun, AK Parti iktidarı demokratikleşme adına gerçekten çok önemli adımlar atıyor. Şimdi devlet yönetimini hantallıktan kurtarıp dinamik bir yapıya kavuşturacak tasarı Meclis'e sunuldu. Artık bir okulun kaloriferlerini veya su borusunu tamir ettirmek için, cevabı üç beş ayda alınabilen yazışmalar dönemi kapanacak. Bu tasarının TBMM'den geçmesini yürekten arzu ediyorum, buna olumlu oy verecek olan vekilleri de şimdiden tebrik ediyorum. Çünkü etliye sütlüye karışmayan bürokrat profili artık tarih olacak. En önemlisi de halkın biraz daha hayatı kolaylaşmış olacak. Tasarıyı meclise sunma noktasına getiren emek sahiplerini de ayrıca kutluyorum.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.