‘Seni şaşırttım kusura bakma' -33-

A -
A +

Yaşlı adam kenara çekilerek Feryal'e yol verdi. Genç kadın aynı küçük bir saray yavrusunu andıran odanın kapısından girdi içeriye. Odanın dip tarafındaki ceviz masada oturan yaşlı kadını görünce onun geçen gün düşerken yakaladığı hanım olduğunu görünce hayreti bir kat daha artmış, iyice şaşırmıştı. Firuze hanım gülümsedi Feryal'e: - Hoş geldin kızım. Şaşırttım seni, kusura bakma. Ama bunu yapmak hoşuma gitmedi dersem yalan söylemiş olurum. Nasılsın bakalım, memnun musun işinden? Feryal hâlâ kendine gelememişti. Beyninde bazı taşları hızla yerine oturtmaya çalışıyordu. Sorgusuz sualsiz işe alınmasının çok merak ettiği açıklamasını nihayet yapabilmişti. Ufacık, içten gelen bir yardımın hayatını nasıl değiştirebildiğini hayretle görüyordu. Hiçbir karşılık beklentisi olamazdı ki! Firuze hanımın kimin nesi olduğunu bilmeden, yaşlılara sevgi, saygı ve yardım ilkesiyle büyümüş olmasının önünü nasıl açtığını sevinçli bir şaşkınlıkla yaşıyordu. Saygıyla selamladı yaşlı kadını. Onun yüzündeki otoriter ama sevgi dolu ifadeden etkilenmişti: - Çok teşekkür ederim efendim. Allah sizden razı olsun. Ama gerçekten çok şaşırdım. - Biliyorum kızım. Bazen bu yaşıma rağmen böyle çocukluklar yapmak mutlu ediyor beni. Bir ihtiyacın olursa hemen Kâzım beye ilet. Çocuklar rahat mı? - Öğlen tatilinde gittim efendim. Kreş öğretmeni çok memnun olduklarını söyledi. Benim de gözüm arkada değil. Firuze hanım "tamam" der gibi işaret etti eliyle: - Şimdi gidebilirsin, memnun olmana sevindim. - Teşekkür ederim efendim. Sizin yüzünüzü kara çıkartmayacağım. Yaşlı kadın sadece kendisinin duyabileceği bir sesle "Onu adım gibi biliyorum" diye mırıldandı. Feryal odadan çıktığı zaman birkaç dakika durup toparlanmaya çalıştı. Sonra mutlu bir şekilde asansöre ilerledi. Kreşin önüne geldiği zaman iki oğlunun da kreş öğretmeni tarafından giydirilip hazırlandığını gördü. Ozan annesini görünce yüzünde mutlu bir ifade belirdi. - Anne, öyle çok oynadık ki... Betül abla çok iyi bir abla... - Tabii ya yavrum, her gün benimle birlikte buraya gelip bütün gün oynayacaksınız artık. - Ama resim de yaptık. Yağız bile yaptı. O resimleri sonra duvarlara asıp herkese gösterecekmişiz. Feryal gülümsedi: - Ne güzel... Biz de gelip bakarız artık. Ozan birden durgunlaştı: - Babam da gelip bakar mı acaba anne? Feryal yutkundu. Dudaklarını ısırdı ama sıkıntısını oğluna göstermemek için çabuk toparlandı: - Tabii yavrum, haber veririz, gelir bakar baban da. Ozan sevinçle ellerini çırptı. Yağız ise bütün gün oyun oynadığı için yorgun düşmüştü. Annesinin kucağına çıktı, bahçe kapısına doğru yürüdüler. Eğer Feryal arkasını dönüp başını kaldırsaydı sekizinci kattan Firuze hanımın gözleriyle kendisini takip ettiğini görecekti... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.