Serpil haftada bir gün işten çıktıktan sonra annesine uğruyor, biraz sohbet ediyor ve yaşlı kadının gönlünü alıyordu. Hafta sonlarında da kayınvalidesine yemeğe gidiyorlardı. Bu yemeklere bazen Şükriye Hanım da katılıyor, bütün aile hep bir arada oluyorlardı. Düzenli bir hayatları vardı. Pazar günlerini kendilerine ayırmıştı karı koca. Birlikte canları isterse bir yerlere gezmeye gidiyorlar, bazen dışarıda yiyorlar, bazen de evde oturmayı tercih ediyorlardı. Evde oldukları zaman ya televizyon izleyerek zaman geçiriyorlar, ya kitap okuyorlardı. Zafer okumayı çok seven bir insandı. Mutlaka elinde bir kitap olurdu. Güzel ve zengin bir kahvaltının ardından sabah kahvelerini içiyorlar, sonra hem sohbet ediyorlar hem de işlerini yapıyorlardı. Sakin, mutlu, huzurlu bir yuvaları vardı. O hafta Şükriye Hanımı ziyaret eden Serpil annesini biraz solgun görmüştü. Akşam evde kocasıyla paylaştı tedirginliğini: - Annem iyi değil gibi geldi bana Zafer. Acayip bir rengi vardı. Sanki sarı yeşil gibi olmuş teninin rengi. Nefes alıp vermelerinden de hoşlanmadım. Ona bir şey söylemedim ama huzursuz oldum. Ona kalsa bir şeyi yok. Gayet iyiyim diyor ama... Zafer hemen ilgilendi: - Bir doktora götürelim hayatım. Ben hemen bir randevu alayım. Tutup kolundan götürelim. Omuzlarını kaldırdı Serpil: - Gitmez ki... Öldürsen gitmez. Böyle de inattır işte. Gülümsedi Zafer: - İyi ki annene benzememişsin... Yüzünü buruşturdu Serpil: - Aşk olsun Zafer... - Şaka yaptım canım benim... Ben konuşurum Şükriye annemle. Sen merak etme. O gece huzursuz yattı Serpil. Hayatta annesinden başka kimse yoktu. Kocası hariç tabii. Hiç akraba, teyze, hala, amca, dayı olmamıştı. Annesi de babası da hep ailelerinin tek çocuklarıydı kendisi gibi. Zafer karısının sıkıntısını fark ediyor ve ne yapacağını bilemiyordu. Onunla birlikte o da oflayıp puflamaya başlamıştı. Serpil dayanamadı: - Yarın birlikte gidelim istersen iş çıkışı... Zafer atıldı: - Tamam canım. Ben sizin şirkete gelir alırım seni. Birlikte gideriz annemize. Nedir derdi öğreniriz. Serpil gülümseyerek teşekkür etti. Bu arada kendisinin de artık bir doktora gitme zamanının geldiğini düşünüyordu. Çünkü mide bulantıları ve baş dönmeleri artmıştı. Geçenlerde az kalsın merdivenlerden düşüyordu. Son anda tutunmuştu merdiven kenarına... > DEVAMI YARIN