Annesinin dediği sözleri duymuştu

A -
A +

Dükkan sahibi kuşkuyla baktı genç kadına. Sonra bileziği aldı, ışığa tuttu. Ardından hassas teraziye bıraktı. Hesap makinesiyle hesapladı. Söylediği miktar Sena'nın beklediği kadar olmasa bile yeterliydi. Başını salladı genç kadın: - Tamam. Bozun lütfen. Adam yüzünü buruşturdu. Güne bir karşılığı bile olsa ödeme ile başlamak hoşuna gitmemiş olsa gerekti. Parayı uzattı. Sena hiç beklemeden alıp çantasına attı banknotları. Hızla çıktı dükkandan. Şimdi terminale gidecekti. Otobüs durağına geldiği zaman güneş yükselmeye başlamıştı bile. Yarım saat sonra terminalde, on birde kalkacak otobüsün önünde hareket saatini bekliyordu. *** Yasemin annesi odadan çıkar çıkmaz gözlerini açtı. Dudakları titriyordu. Annesinin mırıldanarak söylediği bütün sözleri duymuştu. Gerçeği fark edecek kadar akıllı bir çocuktu. Annesini bir daha göremeyeceğini düşünerek başını yastığına gömdü, hıçkırmaya başladı. Onun boynuna sarılıp gitmemesi için yalvarmak istemiş, ama bunun hiçbir fayda sağlamayacağını o küçücük aklıyla anlamıştı. İşi daha da zorlaştırmak, belki de annesinin kendisinden daha fazla nefret etmesine sebep olacaktı bu davranış. Uzun süre ağladı yatağında. Sonra yavaşça kalktı. Babasının çekeceği azabı düşündükçe sevgi dolu yüreği burkuluyor, adeta duyguları isyan ediyordu. Bu olayın sebeplerini, niçinlerini irdeleyecek bir yaşta değildi. Zihninde yer eden tek şey annesinin sözleri idi: "Umarım beni anlar ve affedersin kızım!" Başını iki yana salladı: - Hiç unutmayacağım anne! Bunu hiç unutmayacağım... Akşama kadar oturma odasındaki kanepede oturdu kıpırdamadan. Bir lokma yemek bile yemedi. Gözleri pencereden uzaklara bakıyor, net bir şey düşünemiyordu. Babasının geliş saati yaklaştıkça heyecanlanmaya başladı. Bu acı gerçeği ona nasıl söyleyeceğinin telaşını yaşıyordu şimdi. Çok geçmeden kapının sesiyle irkildi. Hemen yerinden fırlayıp açtı kapıyı. Şeref her zamanki güler yüzüyle baktı kızına: - Güzel kokulu Yasemin'im benim, nasılsın? - Hoş geldin babacığım. Şeref kızında bir fevkaladelik olduğunu hemen anlamıştı. "Ne oluyor?" der gibi baktı Yasemin'in yüzüne. - Annem gitti baba.... Annem bizi terk etti... Şeref kapıya tutundu. Dünyanın bütün ağırlığı omuzlarına binmiş, altında eziliyordu sanki... *** Otobüs hızla ilerliyordu. Sena arkasına dayanmış, gözleri akıp giden yolda, kafasının içinde bin bir türlü düşünce ile yeni bir hayata doğru yol alıyordu. Verdiği karardan pişman değildi. Hayatı boyunca beklentileri farklı, dünyaya bakışı değişik olmuştu. Bu dünyada sahip olamadığı birçok şeyi hak ettiğini düşünüyor, bunlara ulaşabilmek için gözünü kırpmadan mücadele etme gücünü bulabiliyordu... > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.