"Artık benim iki annem var"

A -
A +

Nikâh salonunda fazla kalabalık yoktu. Yasemin bembeyaz gelinliğinin içinde pırıl pırıl parlıyordu âdeta. Murat hayatından son derece memnun bir şekilde etrafına gülücükler dağıtıyor, okuldan gelen arkadaşlarıyla şakalaşıyordu. Mümtaz Bey ve Hadiye Hanım bir kenarda kendilerine ayrılan koltuklarda oturuyorlar, canlarından çok sevdikleri torunlarının bu mutlu gününü görmekten son derece memnun onu seyrediyorlardı. Hemen yanı başında tekerlekli sandalyede Serpil oturuyordu. Yanakları ıslaktı. Tekerlekli sandalyenin arkasında Zafer vardı. Huriye Hanım ise telaş içinde iki yana koşturup duruyordu. Zafer, Serpil'e doğru eğildi, hem onun saçlarını okşadı hem de fısıldadı kulağına: - Birazdan nikah memuru gelecek. Ben senin gözün olacağım bu güzel günde, sana her şeyi hiç atlamadan nakledeceğim. Serpil hafifçe gülümsedi. İki yana sallandı. Birazdan gelin ve damat nikâh masasına oturmuşlardı. On beş dakika içinde kıyıldı nikâhları. Herkes bu olayı çılgınca alkışlarken Serpil de çabalıyor, kullanamadığı ellerini birbirine vurabilmek için olağanüstü bir gayret sarf ediyordu. Zafer onun çırpınışlarını yüreği parçalanarak izliyordu. Eğildi: - Tamam, artık evlendiler... Yasemin ve Murat ilk olarak onların yanına geldi. Yasemin, Serpil'in ellerini tuttu: - Anneciğim benim, canım annem, o kadar mutluyum ki, evlendiğim için de mutluyum ama en çok bugünü seninle paylaştığım için mutluyum. Seni hiç çıkartmadım aklımdan... Bir gün bir yerde mutlaka yan yana geleceğimize inandım hep... Serpil boğuk sesler çıkarttı. Bir yandan da ağlıyordu. Onun evladına olan sevgisi yüzüne yansımıştı. Karanlık gözleriyle ifade edemediği sevgisi yüz hatlarına yerleşmişti sanki. Zafer tekrar eğildi onun kulağına: - Damadımızı biliyorsun Serpil, onu çok iyi tanıyorsun, çok yakıştılar birbirlerine... Murat yaklaştı: - Benim iki annem var artık. Serpil Teyzem de benim annem gibidir. Bana çok baktı uzun geceler boyunca. Gerçekten çifte bir sevinç yaşıyoruz hepimiz... Nikahtan sonra hep birlikte bir yere gidilip yemek yendi. Serpil'in durumundan dolayı nikah Dalaman'da olmuştu. Yasemin ve Murat buraya yerleşeceklerdi. Şimdilik okul bitene kadar İstanbul'da Zafer'in evinde oturacaklardı. Zafer ise her şeyini tasfiye etmiş, İstanbul'la ilişkisini kesmiş, Dalaman'da güzel bir ev tutmuş, karısını yanına almıştı. Ona bir de bakıcı tutmuş, emektar yardımcısı Şefika Hanımı da yanında getirmişti. Huriye'ye de ısrar etmişti birlikte olmak için; ama kadın kabul etmemişti. "Biz hep birlikteyiz beyim, birbirimize gidip gelecek birer kapımız olur böylece..." diyerek kendi evinde oturmayı yeğlemişti. Herkes mutluluktan şaşkındı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.