"Artık benim misafirimsiniz"

A -
A +

Otobüs Marmaris garajına girer girmez Sibel hemen hareketlendi. Uzun ve yorucu bir yolculuk yapmışlardı. Bütün gece yolda geçmiş, uzun süre de uyumadan sohbet etmişlerdi. İkisi de yorgun ama meraklı bir şekilde etraflarına baktılar: - Hava harika! diye söylendi Sibel: - Sıcak olacağı şimdiden belli. Henüz güneş tam anlamıyla yükselmemişti. Hemen garajdan bir taksi çevirip kalacakları otelin adını verdiler. Otel İçmeler'deydi. Taksi sahil yolundan on beş dakika içinde İçmeler beldesine vardı. Alev büyük bir hayranlıkla baktı çevresine. Tam bir doğa harikasının ortasındaydılar. Bir taraf yükselen ormanla kaplı dağ, diğer taraf âdeta dantel gibi işlenmiş koylar ve berrak, camgöbeği renginde bir deniz... Tam denizin kenarındaydı otelleri. Resepsiyondaki görevli, Muhittin Beyin adını duyunca önceden tembihli olacak ki hemen otel sahibini çağırdı. Elli beş yaşlarında saçsız, biraz kilolu bir adamdı Halit Bey. Abartılı bir tezahüratla karşıladı iki genç kadını: - Aman efendim, hoş geldiniz! Muhittin beyin güzel kızları, artık benim misafirimsiniz. Hemen çocuklar odanızı göstersin. Ben Muhittin Beyimi çok severim. Bugün ne kazandıysam onun sayesinde kazandım biliyor musunuz? Bana inanıp kredi açtı, işimi kurmama yardım etti. Velinimetimdir o benim. Şimdi odanıza yerleşin, keyfinize bakın. Burası çok güzeldir. Otelimizde havuzumuz da var, denize kıyımız da... Sibel heyecanla başını salladı: - Çok teşekkür ederiz. Şimdi odamıza çıkalım, sonra etrafı teftiş ederiz. Halit Beyden kurtulup asansöre bindikleri an birbirlerine baktılar ve ikisi birden kahkahalarla gülmeye başladılar. Çok hızlı konuşuyordu ve insan onu dinlerken yoruluyordu... - Yazık ayol, ne yapsın, tatlı adam ama... diye yüzünü ekşitti Alev. Sibel gülmekten cevap veremiyordu. Komi odalarını gösterince hemen cüzdanından bozuk para çıkartıp uzattı genç çocuğa. Odaları denize karşıydı. Büyük bir balkon vardı. İki elini korkuluklara dayayıp gerinerek çevresine baktı Alev: - Burası harika bir yer. Şu adacığa bak! Muhteşem değil mi? Sibel de yanına gelmişti: - Denize girmek için sabırsızlanıyorum. Bu denizde yüzmek de bir keyiftir bence... Burası ne güzel bir yermiş böyle. Hiç bilmiyordum. Neydi adı? İçmeler... Genç kadın gülümsedi: - Bir taraf orman bir taraf deniz. Bundan daha güzel bir yer seçilemezdi. Babamı arayıp hem geldiğimizi söyleyeyim, hem de teşekkür edeyim... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.