Arzu, dehşet içinde dinliyordu!

A -
A +

Arzu dikkatle dinliyordu Ömer'i. Kadim Efendi erken yatmıştı. Bu yüzden genç çift de erkenden odalarına çekilmek zorunda kalmışlardı. Uykuları yoktu, yatağın üzerine oturup sohbet ediyorlardı. Ömer sabah olanları anlatmıştı karısına. - Neden böyle yapıyor ablan Ömer? Ömer omuzlarını kaldırdı: - Onun huyudur bu... Hayatı boyunca hep muhalif olmuş, hep başkalarını kıskanmış, içinde fesatlıklar yaşatmıştır. Gözü doymaz. Her şey kendisinin olsun ister, bencildir. Ben seninle değil onların seçip beğendiği bir kızla da evlensem ablam onu da sevmeyecek istemeyecekti. Çünkü onun hayatta kendisinden başka kimseye tahammülü yok. Arzu hayretle dinliyordu kocasını: - Çok enteresan... Ama böyle bir insan hep mutsuz olur. Ömer gülümsedi: -O da mutsuz zaten. Daima şüpheci, daima kıskanç, daima huzursuz, böyle kim mutlu olabilir? İnanamazsın, öyle şeyler düşünür ki sen kırk yıl düşünsen aklına gelmez... Arzu başını hızla iki yana salladı: - Kusura bakma ama korkarım ben böyle insanlardan... - Kork hayatım, ablamdan kork! O korkulacak bir kadındır. Derin bir nefes aldı, uzanıp karısının elini tuttu: - Bu meselede de babamın öfkesini sürekli körüklediğini biliyorum. Başkasının sıkıntı çekmesinden memnun olan bir yapısı var. Ama farklı düşünceleri de olduğunu hissediyorum. Babama beni kötüleyip aklı sıra babamın servetine tek başına konacak. Oysa bilse ki ben kuruş istemiyorum. Hiç bunlara gerek yok. Arzu dehşet içinde dinliyordu Ömer'i. İtiraz etti bir anda: - Yok Ömer, abartıyorsun, insan kardeşine böyle davranmaz... Ömer alaycı ve manalı bir şekilde gülümsedi: - Davranır canım, davranır, Nermin Ablam davranır. Sen onu tanımazsın. Şimdi onun tek hedefi sensin. Eğer annem ve babam bu evliliğe itiraz etmeseler ve bizim ilişkilerimiz onlarla normal olsaydı görecektin. Şimdiye kadar çoktan hastanelik olmuştu Nermin Ablam. Seninle asla yıldızı barışmayacaktı. Mutlaka senin kusurlarını bulacaktı. Seni hiç sevmeyecekti. Onun yapısı bu. Biliyorum çok kötü, hiçbir arkadaşı, dostu yok bu yüzden. Ama o benim ablam, bir şey yapamıyorsun, sinirleniyor, öfkeleniyor, bağırıp çağırıyorsun ama o kadar... Arzu düşünceli bir şekilde başını salladı: - Et tırnaktan ayrılmaz ki Ömer... Tabii ki bir şey yapamazsın. Anlatılanlardan tedirgin olduğu belliydi. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.