"Bize insanlığı öğrettin Feryal" -73-

A -
A +

Tamer parmaklarını saçlarının arasına daldırmış, olanca gücüyle çekiyordu. Yıkılmıştı. Ağlamamak için kendisini zor tutuyordu. Hatları sertleşmiş, şakakları kırlaşmıştı. Dudakları çizgi halindeydi. Yumruklarını sıkmış, sanki dayanma gücü alır gibiydi: - Annem nerede Hikmet ağabey? Kim bakıyor ona? Perişan olmuştur... - Ben de memleketimdeydim Tamer bey, geldikten sonra öğrendim bunları. Hanımefendi emin ellerde merak etmeyin. Ona ilk günden beri kucak açan, ona kraliçeler gibi bakan, tedavisini yaptıran kişi eski eşiniz Feryal hanım. Şimdi onun yanında anneniz... Tamer şaşkınlıktan gözleri fal taşı gibi açılmış bir vaziyette şoförün yüzüne bakıyordu: - Feryal mi? - Evet beyefendi, Feryal hanım. Size adresini verebilirim arzu ederseniz... *** Tamer, Firuze hanımın köşkünün bahçe kapısına geldiği zaman derin bir nefes aldı. Çok heyecanlıydı. İçinde tahlil edemediği karmakarışık duygular vardı. Köşkün kapısındaki bekçiye Feryal hanımı görmek istediğini söylerken elleri, dudakları titriyordu. Bekçinin tarifi ile köşkün yolunda yürürken Hikmet'in anlattıklarını düşünüyordu. Şoför Hikmet olanı biteni bütün ayrıntısıyla nakletmişti genç adama. Feryal'in oturduğu binanın önüne geldiği zaman tedirginliği son haddindeydi. İçeriden çocuk sesleri geliyordu. Kapıyı çaldı. Biraz sonra çocukların bakıcısı Sema açtı kapıyı. Arkasında dünya sevimlisi iki erkek çocuğu duruyordu. Ozan heyecanla bağırdı: - Aaa, babam geldi.. Yaşasın babam geldi... Sarıldı yavrularına. Ağlıyordu Tamer. O sırada duyduğu bir hışırtıya dönüp baktı. Fidase hanım tekerlekli sandalyesinde oğluna bakıyordu şaşkın bir şekilde. - Anne... diyerek atıldı. Ana-oğul hasretle kucaklaştılar. Biraz sonra Tamer salonda oturmuş, iki oğlu kucağında annesiyle sohbet ediyordu. Fidase hanım Feryal'in yaptıklarını anlatıyor, gelinini öve öve bitiremiyordu. Onun kendisine ne kadar iyi baktığını, güler yüzünü hiç eksik etmediğini, ona hayatını borçlu olduğunu anlatırken bir yandan da ağlıyordu. Bu sırada sokak kapısının kapandığını duydular. Feryal gelmişti. Genç kadın salona girdiği anda olduğu yerde çakılmış gibi kalmıştı. Tamer'i görmüş, gördüğünün rüya olup olmadığını irdelemeye çalışıyordu. Tamer ayağa kalkıp ona doğru bir iki adım attı: - Ben geldim Feryal! Beraat ettim. Genç kadın gülsün mü ağlasın mı bilemedi. Dudakları titriyordu. Tamer devam etti: - Bize hayatı, insanlığı öğrettin Feryal... Her şeye yeniden başlıyorum... - SON -

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.