"Bu bir evlenme teklifi mi Kaan?" (Kördüğüm) -59

A -
A +

Eda hafifçe gülümsedi genç adama. Sonra kahvesinden bir yudum aldı: - İşte böyle... Ablam çok üzgün tabii, bir şeyler sezinliyor ama gerçeği de biz anlatamıyoruz kendisine. Kıyamıyoruz anlayacağın. Aslında biraz da bu işte suçlu olan benim ablam. İnsan iki kere gördüğü birisiyle evlenmeye kalkarsa olacağı bu. Kimin ne olduğu, ne düşündüğü belli değil ki... Kaan hayran bir şekilde gözlerini ayırmadan dinliyordu genç kızı. Onun anlattıklarından çok kafasındaki, yüreğindeki kendisini heyecanlandıran duygularla meşguldü. Eda onun dalgın ve hayran bakışlarını farketmiş olacak ki muzip bir tavırla tebessüm etti: - Sen beni dinlemiyorsun.... - Yok Eda, dinliyorum... İnan ki dinliyorum, ablanıza kıyamadınız... Eda bir kahkaha attı: - İlahi Kaan! Neler düşünüyorsun bakayım, samimi olarak itiraf et... Kaan utangaç bir şekilde önüne baktı: - Seni düşünüyordum Eda, seninle bir ömür birlikte olmak ne kadar güzel olurdu kimbilir... Eda hayretle kaldırdı başını: - Eee? - İşte... Ne bileyim ben... Öyle... - Yani bu bir evlenme teklifi mi? Bu kızın açık sözlülüğüne, kendine olan güvenine hayran olmamak elinde değildi delikanlının. Onun söylemeye bile cesaret edemediği şeyleri bütün doğallığı ve açıklığıyla ortaya koyuveriyordu. Kekeledi: - Şey... yani, nasıl anlıyorsan, ben... şey... Eda gülümsedi: - Evlilik çok ciddi bir kurum Kaan. Bak ablamın örneğini anlatıyorum sana sabahtan beri. Seni bir ömür birlikte olacak kadar tanıyor muyum ben? Kendi sorusuna kendisi cevap verdi beklemeden: - Tanımıyorum. Ama mutlaka bütün bunları bana samimiyetle, iyi niyetle söylediğini de biliyorum. Senin içinde uslu bir çocuk var. Bu halini seviyorum senin. Kaan gözlerini kıstı, dikkatle baktı genç kıza: - Peki istesem beninle evlenir misin? Eda'nın yüzündeki tebessüm bulutlandı, ciddileşti: - Bu teklifini ciddi olarak mı yapıyorsun? - Evet, tabii ki, çok düşündüm. Beynim uyuşuyor seninle, senin hayata bakışından farklı değil benim bakışım. Eminim ki bunun evlilikte ne kadar önemli olduğunu sen de biliyorsundur... - Tabii ki... Ama daha okulun var, askerliğin var, uzun zaman gerekli... Kaan hafifçe fısıldadı: - Biliyorum ama nişanlanabiliriz. Seni kaybetmek istemem ben... *** Müzeyyen hanım telaşla indi otobüsten. Aşağıda bekleyen oğluna doğru atıldı heyecanla: - Yavrum, canım kuzum benim, aslan oğlum, nasıl da özledim seni... - Anneciğim, ben de sizi çok özledim. > DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.