Hayat hakkında hiçbir tecrübesi olmayan henüz on yedi yaşındaki Funda ilk duygusal deneyimini yaşamaya başlamıştı. Ozan durmadan konuşuyor kendisi hakkında bir şeyler anlatıyordu: - Liseyi evvelki sene bitirdim. İki senedir üniversiteye gireceğim diye paralanıp duruyorum ama olmuyor bir türlü. Bu sene de giremezsem askerlik gelecek. Anlayacağın zor günler bekliyor beni. Ama bir şeyler yapacağız herhalde. Funda gözlerini kaldırıp delikanlının yüzüne baktı: - Baban ne iş yapıyor? - Babam emekli işçi. Biz sizin kadar zengin değiliz. Ortanın altındayız. Genç kız hayretle baktı Ozan'ın yüzüne: - Benim hakkımda ne biliyorsun ki? - Her şeyi biliyorum. Babanın ne iş yaptığını, kim olduğunu, kardeşini... İnsan istedikten sonra her şeyi öğrenir. Hoşlandığım bir kız hakkında biraz araştırma yaptım o kadar. Öğrenmek istediklerimi de öğrendim. Bu sırada Begüm saatine bakmıştı: - Funda, geç oldu, kalkmayacak mıyız? Bizimkiler merak eder... Funda omuzlarını silkti: - Beni merak edecek kimse yok... Sen gidebilirsin. Begüm hemen kitaplarını topladı ve veda ederek koşar adımlarla çıktı kafeden. Ozan sandalyesine iyice yerleşti: - Baş başa kaldık işte. Bilsen bu anlar için ne kadar çok bekledim. Ne kadar naza çektin kendini, peşinden çok koşturdun beni... Kıkırdadı Funda. Manalı bir bakışla süzdü delikanlıyı: - Biraz çabalamak lazım değil mi?.. *** Bir saat kadar oturdular. Sonra birlikte kalktılar. Yol boyunca yürümeye başladılar. Çok geçmeden el ele tutuşmuşlardı bile. Funda hayatına giren bu yeni heyecanın etkisi altında her şeyi unutmuştu. Saatin bayağı geç olduğunu fark etmemişti. Havanın kararmaya yüz tutmasıyla kendine geldi: - Gerçekten çok geç oldu. Artık gitmeliyim. Ozan genç kızın elini tuttu. Funda, yüreğinin deli gibi attığını hissediyordu: - Yarın göreceğim seni değil mi Funda? diye sordu Ozan. - Okuldan sonra... Delikanlının yüzüne bakıp arkasını döndü ve koşar adımlarla uzaklaştı... > DEVAMI YARIN