Gördüğü düzene hayran kalmıştı!..

A -
A +

Feryal şaşırmıştı. Bir rüyada gibi hissediyordu kendisini. Minnettar bir gülümseyişle: - Teşekkür ederim, çok naziksiniz. - Adım Turgut efendim. - Peki Turgut efendi. Her şey için tekrar teşekkürler. Kendisine tahsis edilen iki katlı eve girince gördüğü düzen ve temizliğe hayran kalmıştı. Alt kat geniş bir salon ve açık bir mutfaktan ibaretti. Son derece zevkli ama bir o kadar da sade döşenmişti. Yerde turuncu renkli halı kaplıydı. Mutfak kısmı ise kahverengi mermerdi. Dolaplar krem renkliydi ve çok zevkli kristal gibi duran tutacakları vardı. Salonda üç kişilik bir koltuk, karşısında da bir tane ikili, iki tane tekli olmak üzere bir oturma grubu vardı. Ortadaki sehpa tamamen camdı. Duvarlarda birbirinden hoş tablolar asılıydı. Köşedeki elektronik grubunda bir televizyon, bir DVD, bir de müzik seti duruyordu. Üst katta ise üç tane yatak odası, bir okuma odası, bir de banyo vardı. Odalardan birisinin köşkün bahçesine bakan geniş bir balkonu bulunuyordu. Sol tarafta ise Firuze hanımın köşkü bütün zarafetiyle yükseliyordu. Okuma odasının dört duvarı da tavana kadar kütüphaneydi. Ortada bir çalışma masası, üzerinde bir bilgisayar ve çok zarif bir yazı takımı duruyordu. Feryal evi dolaştıktan sonra bunların gerçek olduğuna inanmakta zorlanmaya başlamıştı... Ozan ve Yağız ise kendi odalarına konmuş birbirinden farklı ve en lüks dükkanlarda bile nadir görülebilecek çeşitli oyuncakların arasında adeta bir çocuk bahçesindeymiş gibi mutluydular. Firuze hanım özel olarak hazırlatmıştı her şeyi. Çocuklar için oyuncak seçerken bile onların psikolojilerini düşünmüş, bir pedagoga danışmıştı. Bütün oyuncakların özünde onların muhakeme yeteneklerini geliştirecek zeka oyunları vardı. Feryal etrafına bakındı. Gördüklerine inanamıyordu. Yapılan küçücük bir iyiliğin karşılığında kendisine muhteşem bir hayat ve çocuklarına müthiş bir gelecek sunulmuştu. İki üç parçadan oluşan kıyafetlerini odasındaki gömme dolaba yerleştirdi. Sonra çocukların giysilerini dolaplarına yerleştirdi. Banyoya girdi. Kahverengi mermerden yapılmış banyonun musluk aksamı sarı pirinçti. O kadar parlıyordu ki altın gibi duruyordu. Banyo dolaplarında her şey vardı. Havlusundan sabununa, şampuanına saç kremine kadar en ince ayrıntı bile düşünülüp tedarik edilmişti. "Bu dünyada bir insana isabet edebilecek en büyük ikramiye herhalde..." diye söylendi. İşi iki saat içinde bitmiş yerleşmişti. Okuma odasına girdi. Kitaplar heyecanlandırmıştı genç kadını. Raflara göz gezdirdi. "Bunların hepsini sistemli bir şekilde okumalıyım. Hepsinden bir şeyler öğrenmeliyim..." diye geçirdi içinden. Kitaplar, konularına göre tasnif edilmişti. Edebiyat, tarih, siyasi ve çocuk gibi gruplara ayrılmıştı. Kütüphanenin hemen yanında bir laptop duruyordu. Çalışma masasına geçti ve sumeni kaldırdı. Sumen altındaki kâğıtları görünce şaşırdı ve gülümsedi. Mektup kâğıtlarındaki antet kendi adıydı. Feryal Tunalı. Arkasına yaslandı. Hayatında şimdiye kadar hiç böyle rahat bir koltuğa oturmamıştı. Odadan çıkıp salona indi. Mutfak dört dörtlüktü. Buzdolabı ağzına kadar doluydu. Bir bardak su içti. Üçlü divana oturdu. Televizyonun kumandasını tuşladı. Flat panel televiyon pırıl pırıl çalışmaya başladı. Biraz kanallar arasında gezindikten sonra kapattı. DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.