Annesinin sözlerinden sonra kaşlarını çattı Barış: - Ben böyle şeyleri önemsemiyorum anne? Süheyla Hanım başını kaldırdı: - Bak oğlum! Ben gelinim diyerek yanımda dolaştıracağım bir kızın soyunun sopunun ne olduğunu bilmek isterim. Bizim ailemize ait bazı değerler vardır oğlum. Bu değerlerin dışına çıkamayız. Barış cevap vermedi. Neden sonra mırıldandı: - Ben Aliye'nin bizim değerlerimizin dışında bir insan olacağını sanmıyorum anne! Süheyla Hanım sessizliğini bozmadı. Düşünceliydi. İçinde karmaşık duygular vardı. Oğuz bey bu sohbete hiç katılmamıştı. Evlerine geldikten sonra da hiçbir yorum yapmadan herkes odasına çekildi. Bütün bunlar olurken Aliye'nin evinde koyu bir sohbet vardı. Harun beyler misafirlerin arkasından hemen kalkmışlardı. Evde Necla Hanım, Müşerref ve Mübeccel Hanımlar ve Aliye kalmıştı. Düğün için varsayımlar üretiliyordu. Aliye heyecan içinde fikirler öne süren büyüklerini kibarca susturdu: - Barış'ın annesinin çok rahat olmadığını hissettiniz mi? Necla Hanım acı bir tebessümle baktı genç kıza: - Normaldir yavrum bu tür davranışlar. Kayınvalide olmak kolay değil. - Ailemi merak ediyor. Başımdan geçenleri öğrendiği zaman hiç de sıcak bakmayacak bu ilişkiye. Ama ben bütün olanları teker teker anlatacağım ona. Anlatmak zorunda hissediyorum kendimi. Buz gibi bir sessizlik oldu evin içinde. Mübeccel Hanım atıldı: - Emin misin yavrum? Aliye başını kaldırdı kendinden emin bir şekilde: - Evet teyze. Eminim. Bazı şeyleri ileride başkalarından öğreneceğine benden öğrensin. Böylesi daha doğru. Herkesi bir tedirginlik kaplamıştı. Aliye gülümsedi kararlı bir şekilde. Ne yaptığını biliyordu. *** Aliye avukat Harun Beyin ofisine girdiği zaman saat henüz sabahın dokuzuydu. Çantasını masanın üzerine bırakıp doğruca mutfak bölümüne geçti ve kendisine bir neskafe hazırladı. İki gündür bu ofiste staja başlamıştı. Barış ve ailesi kendisini istemeye geldikleri günden beri genç adamla sadece telefonla görüşebilmişti. Aslında iyi de olmuştu çünkü Aliye'ye düşünmek için zaman kalmıştı. Bugüne kadar kendi hayatıyla ilgili hiç kimseye detaylı bir şeyler anlatmadığı için hayatının bir dönemi hakkında kimse bir şey bilmiyordu. Şimdi evlilik gibi ciddi bir işe kalkıştığı için bilinmesi gereken şeyler olduğunu düşünüyor ve bütün bunları hiç atlamadan eşi olacak insana ve onun ailesine anlatması gerektiğine inanıyordu. Yaşadıklarında kendisinin bir suçu yoktu. On iki yaşında bir çocuğun suçu ne olabilirdi ki zaten! Hayatının gizli kalan döneminin bilinmesi gerektiğine inanıyordu sadece. Bu yüzden tedirgin de değildi. Herkesin hayatında kendi iradesi dışında gelişen, normalden farklı, yaralayıcı şeyler yaşanabilirdi. Aliye kahvesinden bir yudum alarak masasına geçti. Yanı başında duran dosyayı alıp incelemeye başladı. DEVAMI YARIN