Leyla, macerayı seven bir kadındı

A -
A +

Doktor Fazıl Sabri Bey erken uyanmış, bahçedeki ve avludaki çiçekleri suladıktan sonra pilli radyosunun başına geçip ajans haberlerini dinlemek için radyoyu karıştırmaya başlamıştı. Karısı Leyla Hanım hâlâ uyuyordu. Tıp Fakültesinden mezun olduktan sonra iç hastalıkları ihtisası yaparken evlenmişlerdi. Leyla Hanım iyi bir ailenin kızıydı. Güzel Sanatlar Akademisi resim bölümünden mezun olmuştu. Hayatının bir parçasıydı resim yapmak. Resim yaparken huzur buluyor, kafasının içindeki bütün düşüncelerden sıyrılıp sanki başka bir boyutta yaşamaya başlıyordu. Beynin içinde oluşan tüm imgeleri tuvale döktüğü zaman deşarj oluyor, beynini boşatıyor ve yepyeni bir hayata başlıyordu her seferinde. Fazıl Sabri'yle bir arkadaş toplantısın tanışıp hemen birbirlerine ısınmışlardı. Kısa süren bir arkadaşlık döneminden sonra aileler devreye girmiş ve iki genç çok şık bir törenle evlenmişlerdi... Fazıl Sabri ihtisasını tamamlamadan görev tayini istemiş ve pratisyen hekim olarak Malatya'nın Kurudere Sağlık Ocağına tayin edilmişti. Bu kararı ortak almışlardı. Gençliğin verdiği cesaret ve deli dolulukla farklı yerlerde, farklı hayatlar yaşamak istemişlerdi. Aileler her ne kadar bu karardan memnun olmamışlarsa da iki gence direnmek mümkün değildi ve onlar hemen toparlanıp daha evliliklerinin beşinci ayında Kurudere'ye gelmişlerdi. Fazıl Sabri'ye göre ihtisasını yapacak vakti nasıl olsa bulacaktı. Ama vatanının bu ücra köylerini, insanlarını, yani hayatın ta kendisini tanımak için zaman geçiyordu. Şimdi gençliğinin verdiği enerjinin yardımıyla bütün bunları yapabilirdi... Leyla ise zaten yaradılışından macerayı seven değişikliklere açık bir genç bayandı. Sağlık ocağının yanındaki tek katlı bahçe içindeki kerpiç yapıda kalıyorlardı. İçini Leyla Hanımın ince zevkiyle döşemişlerdi. Genç kadın her gün çıktığı uzun yürüyüşler sonunda bulduğu taş parçalarını, ağaç dallarını, çiçekleri inanılmaz bir beceriyle kalıcı aksesuarlar haline getiriyor, evinin süslemesinde hayran olunacak şeyler yapabiliyordu. Neredeyse Kurudere'ye geleli bir sene olmak üzereydi. Geldiklerinin dördüncü ayında bir akşam fenalaşan Leyla, jandarmanın da yardımıyla Arguvan İlçesine götürülmüş, oradaki hastanede yapılan tetkiklerde bir bebek beklediği anlaşılmıştı. Karı koca bu haber karşısında sevinçlerinden deliye dönmüşler, neşe içinde köye geri gelmişlerdi... Fazıl Sabri artık karısının sağlığı ile ilgili her türlü sorumluluğu üzerine almış, ona gözü gibi bakmaya başlamıştı. Her ikisi de bu bebeği çok istiyorlardı. Artık hayatları bu beklenen misafire odaklanmıştı. Fazıl Sabri hem Kurudere köyünden hem de Delibaşların oturduğu Arapdere köyünden sorumluydu. Her iki köyün sağlık ocağı ortaktı. Genç doktor çayı henüz demlemişti ki kapının hızla vurulduğunu duydu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.