Süheyla Hanım Barış'ın okulu bitirme sevincini duyunca sevinçle haykırdı: - Ah! Çok şükür... Biliyordum, akıllı oğlum benim. Nihayet.... Çok sevindim Barış, babana haber verelim hemen, telefon edelim. - Ben aradım anne, yok yerinde, mahkemesi varmış bugün. Gelince arayacak evi. O kadar mutluyum ki anne. Bugün asılmış notlar. Nasıl heyecanlandık bilemezsin. doksan almışım. Sınıftaki ikinci en yüksek not. Süheyla Hanım önce oğluna sarılmış sonra da onun ellerini avuçlarının içine almış, sevgi ve hayranlıkla onun gözlerinin içine bakıyordu. Sevinçle sordu: - Tebrikler aslanım. Birinci kimmiş? - Kim olabilir anne! Tabii ki Aliye. Her zaman olduğu gibi, o kızın sünger gibi bir beyni var. Süheyla Hanım dikkatle baktı oğluna: - Ona hayransın değil mi? Barış dudaklarını ısırdı. Kanepenin kenarına oturdu. Elleri hâlâ annesinin ellerindeydi: - Ben de seninle bunu konuşmak istiyordum anne! Evet ona hayranım. Güzelliğinden öte çok akıllı bir kız. Çok da terbiyeli. Sen de tanıdın onu, ne düşünüyorsun? Dudak büktü Süheyla Hanım, omuzlarını kaldırdı: - Ben birkaç dakika gördüm oğlum. Gördüğüm kadarıyla iyi bir intiba bıraktı bende. Ama tabii bu onu hemen tanıdığım anlamına gelmez. Ama dıştan değerlendirirsem sıcak bir kız ve çok da güzel gerçekten. Farklı bir zarafeti var. Ama ailesi, soyu, sopu hakkında çok şey bilmiyorum. Barış ciddileşti: - Bunlar bu kadar önemli değil anne. Güney Anadolu'dan bir köyden ailesi. Bizim ailemiz gibi okumuş falan değil. Anneciği seneler önce ölmüş, babası bir başkasıyla evlenmiş, şimdi yanında yaşadığı sanıyorum uzaktan akrabası insanlar tarafından büyütülmüş. Ben onu büyüten akrabalarını tanıyorum. Öğretmen emeklisi hepsi. Çok tatlı insanlar. Süheyla Hanım ciddileşmişti: - Bu kız hakkında farklı şeyler düşünüyorsun değil mi Barış? Delikanlı annesini yüzüne baktı. Onun kafasındaki düşünceleri öğrenebilmek için neler vermezdi o anda. - Evet anne, ben bu kızla evlenmeyi düşünüyorum. Onun haberi yok henüz ama söyleyeceğim. Süheyla Hanım dudaklarını ısırdı. Usulca "hayırlısı" diye mırıldandı. Yorum yapmak istemiyordu. *** İmtihan sonuçları resmen ilan edilmiş Aliye okulunu her sene olduğu gibi yine derece ile bitirmişti. Okuldan bu mutlu haberi aldıkları gün üç arkadaş yine birlikteydi Üçü de mezun olmuştu artık. Ahu sevinçten yerinde duramıyor, durmadan: - İnanamıyorum çocuklar, şimdi üniversite bitti mi yani? Deyip duruyordu. Sonunda heyecanını bastıramayıp atıldı: - Çocuklar bana müsaade, ben hemen eve gidip annemlere bu haberi vermek istiyorum. Mezun olduğumu kaç gündür söyleyip duruyorum ama iş resmileşti artık. İnanın uykularım kaçıyordu ya bir aksilik olur da bir dersten bile bir takıntım olursa diye... Haydi hoşça kalın, görüşürüz. >DEVAMI YARIN