Kısa sürede ailesiyle tanıştırmıştı genç adam sevdiği kızı... Mümtaz Bey ve Hadiye Hanım karşı çıkmamışlardı bu ilişkiye. Tabii tahkikatlarını yapmışlar, Serpil ve ailesinin kendilerine uygun, kendi hallerinde namuslu insanlar olduğunu da öğrenince bu evlilik arzusuna onay vermişlerdi... Söz ve nişan derken bir sene geçmişti aradan. Genç çift kuracakları yuvanın hazırlıklarını yapmışlar sonunda Zafer'i uykularından eden o büyük gün gelmişti. Böylelikle sade ve sadece dostlar arasında yapılan bir nikâhla genç çift ömür boyu sürecek beraberliklerine ilk adımı atmışlardı... Nikâhtan sonra ailecek birlikte bir kutlama yemeği yemek için Mümtaz Beyin bildiği bir restorana gittiler. Gece boyunca masada mutlu bir hava hâkimdi. Başaran ailesi gelinlerine önem veriyor, gözünün içine bakıyorlardı. Zafer ise deliler gibi sevdiği çiçeği burnunda karısının bir dediğini iki etmiyordu. Serpil'in ilkokuldan beri yanında olan tek arkadaşı Betül yaptığı esprilerle geceye renk katmıştı. Şükriye Hanım ise mutluluk gözyaşlarına engel olamıyor, durmadan elinde mendili gözlerinde biriken sevinç gözyaşlarını siliyordu. Bir ara dünürü Hadiye Hanım eğildi yaşlı kadına: - Şükriye Hanım, artık ağlamayın, yorgun düştünüz - Ah kardeşim, hep bugünü bekledim, rahmetli de görebilseydi keşke. Kızım benim her şeyim, hayattaki tek varlığım. Birbirimizden başka kimsemiz yok bizim. Onun mutluluğunu görmek beni çok duygulandırıyor. - Allah sonuna kadar daim etsin inşallah... Genç çift küçük bir ev tutmuşlardı... İki odalı, sevimli bir ev. Zevkle döşemişlerdi içini. Mümtaz Bey kesenin ağzını açmıştı oğlu için. Zafer ise dört ay önce başladığı işini seviyor ve hızla kendini gösteriyordu. İstanbul Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesini bitirmişti. Askerliğini yapmıştı. Verdikleri karar doğrultusunda Serpil de bir süre çalışmaya devam edecekti. Gecenin sonunda Mümtaz Beyin gür sesi duyuldu: - Haydi bakalım çocuklar, sizi bıraksak sabaha kadar oturursunuz ama bizler yaşlı insanlarız. Bize müsaade edin. Biz Hadiye'yle Şükriye Hanımı bırakırız evine. Siz canınız ne isterse onu yapın. Serpil tedirgin bir şekilde baktı annesine. Onun yüzündeki insana umut ve güven veren gülümsemeyi görünce tedirginliği geçti. Hemen yerinden kalkıp onun yanına gitti: - Anneciğim, iyisin değil mi? Şükriye Hanım kızının yanağına sevgi dolu bir öpücük kondurdu: - Çok iyiyim, çok mutluyum kızım. Allah seni mesut etsin. Keyfine bak sen. Beni merak etme. Serpil sevgiyle sarıldı annesine... > DEVAMI YARIN