Sessizce dinledi bütün gerçeği!.. -82-

A -
A +

İpek sessizce dinlemişti bütün gerçeği. Ayhan bey sözlerini bitirdikten sonra bir müddet cevap vermedi. Neden sonra başını kaldırdı. Hülya hanımın yaşlı gözlerindeki tedirginliği görmemek mümkün değildi. Ayhan bey ise dudaklarını ısırmış, heyecanla kızının tepkisini bekliyordu. - İyi ki anlattınız. Bilmek benim hakkımdı. Sizler beni büyüten, bana hayatın değerlerini öğreten insanlarsınız. Benim annem babamsınız. Sizi hiçbir şekilde kırmayı, üzmeyi düşünemem. Bu haksızlık olur. Hülya hanım telaşla atıldı: - Ya öz annen yavrum? İpek içini çekti: - Anlattıklarınız insanın yüreğini parçalıyor. Ne kadar çile çekmiş. Zavallı annem! Öyle yorgun, öyle küskün bakışları var ki zaten.... O benim için yapmış ne yapmışsa.. Onu da suçlayamam. Benim hayatımı böyle kurtarabileceğini düşünmüş. Bundan sonra hayatımda hepinizin yeri ayrı olacaktır. Size bir evlat olarak çok şey borçluyum. Ama biliyorum ki bundan sonra annemi bırakamam. Ona karşı görevlerimi yerine getirmem lâzım. Onun sorumluluğunu üzerime almam lâzım. Ayhan bey atıldı: - Safiye'yi de buraya getirelim, burada bizimle kalsın. Ne biz senden, ne de sen annenden ayrılmış olursun. İpek babasının yanına gidip başını onun omzuna dayadı: - Ne kadar iyi bir insansın sen babacığım... Ama bu kararı onun vermesi lâzım. O ne isterse öyle olsun. Sonra kollarını açarak Hülya hanıma doğru yürüdü: - Anneciğim, sen benim her zaman annemsin, sakın korkma, kendini üzme. Bak ne güzel, iki annem birden oldu. Kime nasip böyle bir şey? Üçü birbirlerine sarıldılar. Üçü de ağlıyordu. Ayhan bey neden sonra kalktı: - Seninle gurur duyuyorum kızım. İpek mahcup bir şekilde gülümsedi sevgiyle: - Beni siz yetiştirdiniz babacığım. Sizden öğrendim ben her şeyi. İpek artık bütün gerçeği biliyordu. Ayhan bey ve karısı uzun uzun düşünmüşler ve doğruları anlatmanın gerektiğine karar vermişlerdi. Bu karara vardıkları zaman olabileceklerin hepsini kabullenmişlerdi. Ama İpek onların tedirginliklerinin, korkularının ne kadar boş olduğunu sergilediği davranışla, olumlu tepkisiyle boşa çıkarmış, karı kocanın onunla bir kez daha iftihar etmelerine sebep olmuştu. Hepsi rahatlamıştı artık. *** Safiye sabah ezanı okunur okunmaz hastabakıcıların getirdiği kahvaltıya canı istemeyerek baktı. Hiçbir şey çekmiyordu içi. Zayıflamış, biraz daha çökmüştü. Başörtüsünün kenarlarından kırlaşmış saçları görünüyordu. Yüreğinde bir annenin duyabileceği en dayanılmaz acı, gözlerinde umutsuzluk, yeniklik vardı... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.