Turgay, öfkeden çılgına dönmüştü

A -
A +

Turgay'ın söylediklerinin dinlenmesi, hakimin kararını vermesi on beş dakika sürmüştü. Tek celsede bitmişti iş. Alev ve Turgay'ın evliliklerine son nokta konmuştu. Selami memnun bir şekilde yaklaştı genç kadına: - Geçmiş olsun Alev kızım. Muhittin Bey de memnundu hayatından. Hayatlarındaki kötü bir sayfayı kapattıklarını düşünüyordu. Turgay ise şaşkındı. Bu kadar çabuk bittiğine inanamıyordu. Kendini toplayana kadar sabık eşi ve yanındakiler salondan çıkmışlardı bile. Koşar adımlarla terk etti mahkeme salonunu. Etrafına bakındı. Koridorda yoklardı Alev ve babası. Hızla merdivenlere atıldı. Adliyenin bahçesine çıktığı zaman Muhittin Beyin arabasının hareket ettiğini gördü. Kaçarcasına uzaklaşmışlardı. Öfkeden çılgına dönmüştü. Hemen bir taksi çağırdı. Muhittin Beyin evinin adresini verdi. Çaresizlik yanlış üzerine yanlış yaptırıyordu genç adama. Baba kızı apartmanın kapısında yakaladı. Tam içeri girmek üzereydiler ki koşarak yanlarında beliriverdi: - Alev... Bir yere gidemezsin! Alev kokuyla irkildi. Muhittin Bey hemen atıldı: - Bak delikanlı, uzak dur, bitti bu iş. Duydun ve gördün sen de, bırak herkes kendi yoluna gitsin... Israr etme. Senin için iyi olmaz. Turgay eliyle itti adamı, karısının yanına geldi. Kolunu tuttu onun: - Yürü Alev, eve gideceğiz. Bu sırada Muhittin Bey hemen kapıcıya yönelmiş derhal telefon edip polis çağırmasını istemişti. Alev ise korkuyla çırpınıyordu: - Bırak kolumu, uzak dur benden, zorla mı götüreceksin, bitti artık, benim hiçbir şeyim değilsin sen... Polislerin gelmesi uzun sürmedi. İki görevli memur hemen yakaladılar Turgay'ı. Bu arada avukata telefonla ulaşmıştı Muhittin Bey. Selami Bey de gelmişti. Hemen Turgay hakkında verilen yaklaşmama kararını gösterdiler. Polis dikkatle okudu ve Turgay'a döndü: - Yürü bakalım, karakola gidiyoruz. Mahkeme kararına karşı gelmek söz konusu. Muhittin Beye döndü: - Beyefendi siz de zabıt için karakola geleceksiniz. Alev bitkindi. Çaresiz karakola gittiler. Alev şikâyetçi olduğunu söylediği zaman Turgay gözlerini şaşkınlıkla açmış karısına bakıyordu. Genç kadın o zaman onun hiçbir şeyin ciddiyetini fark etmediğini anlamıştı. Dudaklarını ısırdı, mırıldandı: - Benden uzak durmak zorundasın Turgay... Bunu anlamak zorundasın. Bitti bu iş. Turgay nezarethaneye atılmıştı. Mahkemeye çıkacaktı. Alev'in ise ayakta duracak hali yoktu... DEVAMI YARIN

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.