Bir müddet konuşmadılar. Galata Köprüsünden geçen Yasemin Karaköy iskelesinin önünden Fındıkzade'ye çıktı. Murat yola bakıyor, konuşacak bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Yasemin onun sıkıntılı hâlini fark etmişti. Yardımcı olmaya çalıştı: - Sanıyorum son sınıftasınız değil mi? Okul bitince ne düşünüyorsunuz? Murat başını salladı: - Evet, kısmetse bu sene bitecek. Dalaman'a döneceğim. Annem ve teyzem beni bekliyorlar. Teyzem hasta. Hiçbir işe yaramıyor. Yürüyemiyor, konuşamıyor. Bakıma muhtaç. Annem artık başa çıkamıyor, o nedenle ben yanlarında olmak zorundayım. Orada avukatlık stajımı yapıp bir büro açmayı planlıyorum şimdilik. Ama hayat ne gösterir bilinmez. Yasemin imrenmişti: - Ne güzel, insanın geleceği hakkında plan yapması, ideallerinin olması mükemmel bir şey. Murat şaşkınlığını gizleyemedi: - Sizin gelecek hakkında hiçbir planınız yok mu? Bana yok demeyin inanmam. Yasemin gülümseyerek omuzlarını kaldırdı: - Mutlaka vardır ama ben bunu kendime bile doğru dürüst dillendirmediğimi fark ettim şu anda. Ne bileyim, okul bitecek, çalışacağım diye yüzeysel düşünüyorum. Beşiktaş'a gelmişlerdi. Yasemin genç adamın yüzüne baktı: - Ne tarafa? Nereden gideceğimizi söylerseniz eve bırakırım. - Benim için yolunuzu değiştirmenize izin vermem. Şuralarda bir yerde ineyim. Çarşının içinde evim zaten, arabayla giremeyiz. Çok teşekkür ederim. Genç kız başını iki yana salladı: - Ben bir şey yapmadım. Zaten yolumun üzeri. Sohbet ederek geldik işte... Murat dudaklarını ısırdı: - Vaktiniz varsa bir yerde bir kahve içelim isterseniz. Sahilde güzel yerler var. Yasemin saatine baktı, ardından dudak büktü: - Bilmem, yarım saat kadar oturabilirim herhalde. Arabayı şuraya koyalım da... Park yerine girdiler. Biraz sonra Barbaros Parkının yanındaki kafeteryaya girmişlerdi. İki kahve söylediler. Yasemin, Murat'ın gizleyemediği heyecanını fark etmişti ama tuhaf bir şekilde kendisinin de yüreğinin hızla attığını hissediyordu. Murat kibarca sordu: - Biraz da sizin yaşantınızdan bahsedelim, babanızla oturuyordunuz değil mi? - Evet, bir de Şefika Teyzem var. Beni büyüten kadın. Her gün gelir, evimizin işini yapar, yemek yapar, elimiz ayağımız gibidir... Biz de böyle yaşayıp gidiyoruz işte. Murat gülümseyerek dinliyordu genç kızı. İçinde o güne kadar hiç tatmadığı duygular kıpırdanıyordu... DEVAMI YARIN